10 Mayıs 2011 Salı

ADIYAMAN'ın TARİHİ

place here to learn-treasure place here to learn-treasure-defıne defıne defıne defıne sıgnal sıgns-solutıons-map-defıne path defıne-detector-cın-magıc-defıne search bars made-metals-charm-bury-bandit-defıne of documents-mound-tumulus-bandits- mystery of money-jewellery-defıne-archaeology-hıstory museums-ıslamıc-defıne natural stone-sculpture-news-mythology-antıque-archaeology-ancıent cıtıes-regıons-ancıent trade routes-horasan-ebced-sıgnal solutıons-defıne search-roman-byzantıne maps-green coıns only defıne to learn


                                                                                    ADIYAMAN'ın TARİHİ
Adıyaman, tarihin bilinen en eski yerleşim yerlerinden biridir. Adıyaman Palanlı Mağarasında yapılan incelemelerde kent tarihinin M.ö. 40.000 yıllarına kadar uzandığı anlaşılmıştır.

Yine Samsat-Şehremuz Tepe’deki tarihi bulgulardan M.ö. 7.OOO yılına kadar Paleolitik, M.O. 5.000 yıllarına kadar Neolitik, M.Ö. 3.OOO yıllarına kadar Kalkolitik ve M.O. 3.0OO-1.200 yıllan arasında da Tunç Çağı dönemlerinin yaşandığı anlaşılmıştır. Bu dönemde bölge Hititlerle Mitannilar arasında el değiştirmiş ve Hitit Devletinin yıkılmasıyla (M.Ö. 1.200) karanlık bir dönem başlamıştır. M.Ö. 1.2OO’den Frig Devletinin kuruluşu olan M.Ö. 750 yıllan arası dönemle ilgili olarak yazılı kaynağa rastlanmamıştır. Ancak; bu dönemde yöre, Asur etkisine girmeye başladığından, Samsat’ta bulunan Asur etkili mühürler ve Kahta Eskitaş Köyünde bulunan Hitit Hiyeroglifi ile yazılmış kitabeler, Anadolu’daki tarihi silsilenin ilimizde de aynen devam ettiğini, göstermektedir. Bu dönemde Adıyaman ve çevresinde Hitit Devletinin yıkılmasıyla ortaya çıkan Geç Hitit şehir devletlerinden biri olan Kummuh Devleti hüküm sürmüştür.
M.Ü. 9OO-70O yılları arasında yöre Asur etkisinde kalmakla birlikte, Asurlular tam olarak egemen olamazlar. 6. yüzyılın başlarından itibaren yöreye Persler hakim olur ve yöre Satrap’lar (Valiler) eliyle yönetilir. M.O. 334 yılında Makedonya Kralı Büyük iskender’in Anadolu’ya girmesiyle Pers’ler hakimiyetini kaybetmiş ve M.ü. 1. yüzyıla kadar yörede Makedonyalı Selev-kos Sülalesi hüküm sürmüştür. Bu sülalenin gücünün zayıfladığı sıralarda, Kral Mithradetes l Kallinikos Kommagene Krallığının bağımsızlığını ilan etmiştir (M.O. 69).
Başkenti Samosota (Samsat] olan Kommagene Krallığı, egemenliğini MS. 72′ye kadar sürdürmüş, bu tarihte yöre Roma imparatorluğunun eline geçmiş ve Adıyaman Roma imparatorluğunun Syria (Suriye) Eyaletine, 6. Lejyon olarak bağlanmıştır. Roma imparatorluğunun 395 yılında Batı ve Doğu Roma olarak ayrılmasıyla, Adıyaman Doğu Roma imparatorluğuna katılmıştır. 643 yılından itibaren bölgeye İslam akınları başlamakla birlikte İslam hakimiyeti ancak 670 yılında Emevi’lerle kurulabilmiştir. 758 yılında ise, II, Abbasi komutanlarından Mansur Ibni Cavene’nin hakimiyetine girer. 926 yılına kadar Abbasi hakimiyetinde kalan H’de bu tarihte Hamdanüerin egemenliği başlar. 958 yılında yöre yeniden Bizanslıların eline geçer.
1114-1181 yıllan arası yöreye Türk akınları olur. 1204-1298 yılları arasında Samsat ve yöresini Anadolu Selçukluları ele geçirir. 1230 ve 1250 yıllarında Moğol saldırılan yaşanır. 1298′de yöre ve bölge Memlüklerin eline geçer. 1393 yılında Adıyaman bu kez de Timurlenk tarafından yağmalanır.
Büyük bir istikrarsızlığın olduğu Orta çağ boyunca Adıyaman Bizans, Emevi, Abbasi, Anadolu Selçukluları, Dulkadiroğullan arasında el değiştirmiş ve nihayet Yavuz Sultan Selim’in Iran seferi sırasında 1516 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlı topraklarına katılan Adıyaman, başlangıçta merkezi Samsat’ta bulunan bir Sancakla Maraş Beylerbeyliğine bağlıyken, Tanzimat’tan sonra bir kaza olarak Malatya’ya bağlanmıştır.
Cumhuriyetin kuruluşundan 1954 yılına kadar eski idari yapısı korunarak Malatya’ya bağlı kaza konumunda olan Adıyaman 1 Aralık 1954 tarihinde 6418 sayılı Kanunla Malatya’dan ayrılarak müstakil il haline gelmiştir.

ADIYAMAN ADININ HİKAYESİ

Adıyaman isminin menşeyi hakkında çeşitli rivayetler vardır.
Birinci rivayete göre; Perre şehrinde cereyan ettiği belirtilen bir olaya bağlanmaktadır. FARRİN yada PERRE olarak bilinen şehirde PUT’ a tapan bir babanın yedi oğlu, babalarında evde olmadığı bir gün bütün putları imha ederek ALLAH’ın (Hz. İsa’nın söylediği gibi) bir olduğunu kabul ve ilan ederler. Putperest baba durumu öğrenince yedi oğlunu da öldürür. Babaları tarafından öldürülen yedi kardeşin hatırasına Farrin (Perra=Pirin)’ de bir manastır yaptırılır. Bu olaydan ötürü de şehre Yedi Yaman adı verilir. Yedi Yaman zamanla Adıyaman şekline dönüşür.
İkinci rivayete göre; Adıyaman şehrinin ortasında yaptırılan Mansur’un kalesi olarak bilinen kale’ ye halk, Hısn-ı Mansur ismini vermiştir. Hısn-ı Mansur isminin menşeyi hakkında iki ayrı rivayet mevcuttur. Kaynaklarda VII. yüzyılda buraya gelen Emevi komutanlarından Kays kabilesine mensup Mansur. Ca’vene’ye izafetle bu ismin verildiği rivayet edilmekte ise de başka bir rivayete göre bu ismin Abbasi Halifesi Ebu Cafer El-Mansur’un adından gelmektedir. Zamanla halk arasında telâffuz şeklinin de değişmesiyle “HÜSNÜ MANSUR” olarak bu şehrin ismi değiştirilmiş olmaktadır.
Üçüncü rivayete göre; Adıyaman şehrini doğu, batı ve güney yönlerinde derin vadiler çevirmiştir. Bu vadilerin yamaçları zengin meyve ağaçları ile kaplı olduğu gibi, şehrin çevresinin de meyve ağaçlarıyla kaplanmış olmasından dolayı güzel vadi anlamında olan “VADİ-İ LEMAN” (Güzel vadi) kelimesinin söylenişi zamanla değişmiş ve halk arasında “ADIYAMAN” şekline dönüşmüştür. Ancak, Hısn-ı Mansur yani Hüsnü Mansur ismi 1926’ ya kadar resmi ad olarak kalmıştır. 1926 yılından itibaren Bakanlar Kurulu kararları ile şehrin ismi tekrar ADIYAMAN olarak değiştirilmiştir.

NEMRUD


Nemrud Dağı, Adıyaman İli, Kahta İlçesi’nin Karadut Köyü sınırları içerisinde olup, Kahta İlçesi’nin 54 km. kuzeyinde yer almaktadır. 2150 m. yüksekliğindedir. Dünyanın başka hiçbir yerinde görülemeyecek, 8-10 metre yükseklikte heykelleri, 2000 metre yükseklikteki bir piramidi, hala keşfedilmemiş bir kralın mezarını, Dünyanın en eski ve dev boyutlu horoskopunu ya da yıldız falı sistemini, yarım kilometre uzunluğunda eski kitabeleri, eski Grek ve Pers sanatı stili karışımı yapıtlarını bünyesinde barındıran Nemrud Dağı, dünyanın sekizinci harikası olarak da değerlendirilmektedir.

Kommagene Krallığı, Güneydoğu Anadolu’da Güneydoğu Toroslar’la Fırat Nehri arasında kalan, batıdan Kilikia, kuzeyden Kappodokia ile sınırlı bir bölgede kurulmuştur. Bu alan günümüzde Adıyaman, Gaziantep, Kahramanmaraş illerini kapsamaktadır. Asur ve Hitit egemenliklerini yaşayan Krallığın Asur kaynaklarında, Geç Hitit Dönemi’nde “Kummuh” olarak adı geçmektedir. Büyük İskender’den sonra Selefkiler’in egemenliğinde kalmıştır. M.Ö. 162 yılında Mithridathes Kalinikos tarafından bağımsız bir devlet olarak kurulmuştur. Mithridathes, ataları olan Persleri, Makedonları ve bölgedeki diğer toplulukları bir araya getirerek kurduğu bu güçlü devlete Grekçe “Genler Topluluğu” anlamına gelen Kommagene adını vermiştir. Krallığın ilk merkezi Arsameia olup, başkenti Samosata (Samsat)’tır.
Mithridathes’ten sonra başa gelen Kral I. Antiochos Dönemi’nde Kommagene Krallığı en görkemli devrini yaşamıştır (M.Ö. 69-36). Nemrut Dağı’nın 2150 m.’lik doruğuna, gizemini hala koruyan tümülüsü yaptırmıştır. Bu dönemden günümüze gelebilen eserlerin büyük bir bölümü, I. Antiochos dönemine aittir. III. Antiochos’un ölümünden sonra, Tiberius zamanında bölge Romalıların eline geçerek Roma eyaleti haline getirilir (M.Ö. 17). Daha sonra kral olan Antiochos IV. Epiphanes’e, Roma İmparatoru Caligula Kommagene’yi geri verir (M.S. 38). Antiochos IV’ün ölümünden sonra, Vespasianus dönemi’nde (M.S. 72) Kommagne Krallığı yeniden Roma İmparatorluğu’na bağlanır ve Suriye eyaletinin bir parçası olur.
I. Antiochos’un kendisi için yaptırdığı tümülüs, Nemrud Dağı’nın tepesinde 2150 m. yükseklikte, 150 m. çapında ve 50 m. yüksekliğindedir. Doğudan, batıdan ve kuzeyden üç terasla çevrilmiştir.
Tepenin ortasındaki mezar odasını örtmek için, 30 bin m3 hacmindeki taş parçaları kullanılmıştır. Yazıtlara göre Kommagene Kralı I. Antiochos Kutsal Tepe’de gömülmeyi emretmiştir. Yapılan araştırmalarla, tümülüsün kayalık bir tepe üzerine yığılmış olduğu ve I. Antiochos’un mezarının ana kayaya oyulmuş bir odada korunduğu varsayılmaktadır. Tümülüsün içindeki kral mezarının yerini saptamak için, sismik ve impuls radar metodlarıyla ölçümler yapılmış ve jeofizik açıdan değerlendirilmiştir. Araştırmalar sonucu, tümülüsün altındaki ana kaya çekirdeğinde boşluk olarak yorumlanabilecek birçok jeolojik anomalinin olduğu saptanmıştır. Bu yüzden bu boşlukların bir mezar odasına mı, doğal bir yapıya mı ait olduğu henüz kesin olarak bilinmemektedir.
Doğu terasta, yer alan kolosal heykeller 8-10 m. yüksekliktedir. Tanrılar sırasının önünde bir sunak yer almaktadır. Batı terasının simetriği olarak yapılmış heykeller ve taş üzerine yapılmış kabartma dizileri günümüze oldukça tahrip olarak gelmiştir. Yazıtlarda, doğu terasta tahtta oturan büyük heykellerin sıralanış şekli şöyle belirtilmektedir.
Tanrılar tahtında; Antiochos, Bereket ilahesi Kommagene (Fortuna Thyce), Grek-Pers Tanrılar katının yöneticisi ve hükümdarı Zeus-Oromasdes, Apollon-Mitras, Herakles Artagnes yer almaktadır. Tanrıların iki yanında koruyucu olarak kartal ve aslan heykelleri bulunmaktadır ve Tanrılar dizisi Pers atalarının kaideleri ile son bulmaktadır.
Tanrılar tahtının, tümülüse bakan arka yüzlerinde, ülkenin emir ve yasalarını ayrıca, Kral I. Antiochos’un doğum gününü ve tapınma işleminin ayrıntılarını belirten Grekçe yazıtlar yer almaktadır.
Batı terastaki kolosal heykeller, doğu terastaki gibi sıralanmışlardır. Ancak, doğudaki sunak yerine, topografik durumun farklı olması dolayısıyla, ataların yazıtlarını ve kabartmalarını taşıyan orthostatlar (dikili taşlar) yapılmıştır. Kralın, Persli atalarının kabartmalarını taşıyan taş levhalar, batı terasın güney sırasında, Makedonyalı atalarına ait olan taş levhalar ise Tanrılar tahtının karşısında yer almaktadır. Batı terastaki tanrılar tahtının yanında, Kommagene krallarını değişik ilahlarla tokalaşırken tasvir eden kabartmalar yer almaktadır. Kabartmalar; Antiochos ve Kommagene (Fortuna), Antiochos ve Apollon-Mitras, Antiochos ve Zeus-Oromasdes, Antiochos ve Herakles-Artagnes olarak yer almaktadır.
Batı terastaki diğer bir değişiklik ise aslan kabartmalı taş levhadır. Dünyada bilinen en eski Horoskop olarak tanımlanan taş levha 175 cm. boyunda, 240 cm. eninde olup, üstünde, sağa doğru dönerek yürüyen bir aslan figürü betimlenmektedir. Boynunda bir hilal olan aslanın gövdesi sekiz ışınla karakterize edilmiş, 19 yıldızla bezenmiştir. Aslanın sırtında ise onaltı ışınlı üç tane büyük yıldız yer almaktadır. Yanlarındaki yazıyla, Mars, Jüpiter ve Merkür olarak belirtilmişlerdir. Horoskopla ilgili yapılan değişik yorumlara göre; Kral Antiochos’un doğum horoskopunu gösterir şekilde ifade edilmiştir. Prof. Otto Neugebaur’a göre, Roma Generali Pompeins tarafından I. Antiochos’un tahta çıkış tarihi olan, M.Ö. 62 ya da 61 yılının 7 Temmuz’u olarak yorumlanmıştır. Bu tarihte Jüpiter, Merkür ve Mars aynı hizaya gelmektedir. Prof. K. Dörner’e göre ise Nemrud Dağı’ndaki anıtın kuruluş horoskopudur. Kral Antiochos ile ilgisi olduğu düşünülen aslan Horoskopu’nun Kommageneliler için çok kutsal sayıldığı, bir dini kitabe o
larak korunduğu bilinmektedir.
Kuzey teras, doğu ve batı terasları bağlayan bir tören yolu şeklinde düzenlenmiştir. Bu terasta doğudan batıya sıra halinde dizilmiş Kommagene aile ve tanrılarına ait kaideler yer almaktadır.

ARSAMEİA KUTSAL ALANI

Kral 1. Antiochos kitabelerinde söz edildiğine göre, Arsamia İ.Ö. 2. Yüzyılın başlarında Kommagene’lerin atası Arsemia tarafından Kahta çayının doğusunda Eski Kahta kalesinin karşısında kurulmuş Krallığın yazlık başkenti ve idare merkezidir.
Güneydeki tören yolunda Mitras’ın kabartma steli, ayin platformu üzerinde Antiochos-Herakles tokalaşma steli ve bunun önünde Anadolu’nun bilinen en büyük Grekçe yazıtı bulunmaktadır. Yazıtın bulunduğu yerden  başlayan 158 m. derine inen bir tünel ile yazıtın batısında benzer bir kaya dehlizi de dikkati çekmektedir.
Tepe üzerindeki platformda Mithridathes Callinichos’un mezar tapınağı ve sarayı yer almaktadır. Yapılan saray kazılarında çok sayıda heykel parçası, bir kraliçe ve Antiochos başı bulunmuştur.  Arsameia ören yeri, Kahta’ya 25 km,  Adıyaman’a 60 km. uzaklıktadır.

DERİK KUTSAL ALANI


İlimiz Sincik ilçesi Çatbahçe sınırları içerisindedir. 125m yükseklikte iki tepe arasındaki düzlük alana kurulmuştur. Burada bir tapınak ve kutsal Temenus ( çevre duvarı) ile simetrik yapıda iki adet “hercon” yer almaktadır.

TURUŞ KAYA MEZARLARI


Adıyaman il merkezine 40 km. Uzaklıkta ve Adıyaman-Şanlıurfa karayolunun 1 km. Batısında yer alan Turuş Kaya Mezarları Roma Dönemine aittir. Mezarlar zeminden aşağıya doğru ana kaya oyularak yapıldığından mezarların girişine aşağıya doğru inen 10-13 basamaktan sonra ulaşılır. Bazılarının duvar ve kapı girişlerinde çeşitli figürlerde kabartmalar bulunmaktadır.
Dolmenler Dikilitaşın kuzeyindeki kayalık alanlarda, Aşağı hozişi köyü yakınlarında dolmen tipi mezarlar bulunmaktadır. Sala benzeyen iki büyük kayanın birbirine çatılması ile yapılan bu mezarların Taş Devri insanlarından kaldığı tahmin edilmektedir.

BESNİ KALESİ


İlçenin 4 km. kadar güneyinde, sivri ve yülsek bir tepenin üzerine kurulmuştur. Savunma- ya çok elverişli bir konuma sahiptir. Kalede sadece mancınık ve bir kitabenin yer aldığı   sur ka lıntısı ve yıkılan surların temelleri mevcuttur. Tarih boyunca çeşitli isimler almıştır.  ( Aslanağzı Kalesi, Güvercin Göğsü Kalesi, Keklik Göğsü Kalesi, Bozmekan-Mizmekan Kalesi) Besnililer Bozmekan Kalesi olarak söyler.
Kaynaklarda kalenin Hitit Krallığının kurucusu İsena tarafından yapıldığı bilinmektedir.  Şu an da ayakta duran mancınıklar üzerinde, eski Türkçe ile yazılmış kitabelere bakılırsa, kaledeki yapıların islami döneme ait olduğu görülür. Kitabelerde Ma lik al-Aşraf ismi okunmaktadır.13. Yüzyılın sonlarında Besni’ de hüküm süren Memlük hükümdarı Malik el-Eşref b.Kalavun za manında (1293) kalenin ve şehrin ona- rıldığı kanaklarda belirtil mektedir. Kaledeki mevcut ya- pıların bu döneme ya da;yi ne 13. yy. ilk yarısında (1218) Besni’ de hüküm süren Halep Eyyübileri hükümdarı Malik al-Aşraf dönemine ait olması kuvvetle muhtemeldir.
Kalenin ortasında bir kuyu batı kesiminde karşı karşıya yapılmış iki yapı vardır. Halk arasında ” Çifte Mancınık” adı verilen bu iki mancınık arasında esirlerin asılarak düşmana gösterildiği ve gözdağı verildiği rivayet edilir.Kalenin burçlarını”Kel Traş” adındaki usta yapmıştır.

GERGER KALESİ


M.Ö. II. yüzyılda Kommageneliler’in atası olan Arsames tarafından kurulmuştur. Sarp kayalar üzerine, Aşağı ve Yukarı Kale olmak üzere iki bölümde inşa edilen Gerger Kalesi’nin batı surlarında Kral Samos’a ait bir kabartma bulunmaktadır. İslami dönemde de kullanılan kale içerisinde cami, dükkanlar ve su sarnıçları bulunmaktadır.
Gerger İlçesinin Oymaklı Köyündeki kale Roma döneminde inşa edilmiş, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde surlar, kale kapıları ve Tonozlu yapı grupları eklenerek kullanılmıştır. Kalıntılarının büyük bölümü ayakta olan kaleye çıkışın- güç olması nedeni ile turizm amaçlı kullanılamamaktadır.
Fırat Nehri batı yakasında yer alan Gerger kalesi, İÖ 2.yüzyılda Kommagene’lilerin atası olan Arsemes tarafından kurulmuştur. Kale, Kommagene Krallığının doğu sınırını oluşturmakta olup Fırat nehri üzerindeki geçişlerin kontrol noktası durumundadır. Sarp kayalar üzerine, Aşağı Kale ve Yukarı Kale olmak üzere iki bölümde inşa edilen Gerger Kalesi, Kommagene’lilerin ilk idare merkezi durumunda olup, ayni zamanda kutsal bir tapınak görevini de üstlenmiştir . Üç girişi bulunan Yukarı Kale’nin 1. kapısı yakınında kayalardan oyulmuş merdivenler, koridorlar ve mezarlar bulunur. 3. kapı çevresinde Kral Samos ve torunu I.Antiochus tarafından yazdırılan 6 kitabe bulunmaktadır. Kalenin üst kısımlarında yapı temelleri, burçlar, alt kısımlarında su sarnıçları ve evlere ait kalıntılar bulunmaktadır.Aşağı kalede Orta Çağ’a ait İslam Yapı temelleri olduğu bilinmekle birlikte, kalıntıları iyi durumda değildir. Yine kayalardan oyulmuş merdiven ve koridorlar, su sarnıçlarına ait kalıntılar bu bölümde de bulunmaktadır. Aşağı Kale’nin bati surlarına dışarıdan bakıldığında kayalara oyulmuş Kral Samos’a ait bir rölyefi görülmektedir. 4 m. yüksekliğindeki rölyefte Kral Samos tören giysileri üzerinde silahlarla kuşanmış ve sağ elini ileri doğru uzatmış olarak ayakta tasvir edilmiştir.

ESKİSARAY CAMİİ


İlimiz merkez Eskisaray mahallesinde bulunan Saray camii (İbrahim paşa) Hicri 1148’de İbrahim paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami bir çok defa onarım görmüştür. Son onarımda camii kuzeye doğru genişletilmiştir.

YENİPINAR CAMİİ


İlimiz Yenipınar mahallesinde bulunmaktadır. Düz bir alan üzerine kurulmuştur. Minare kaidesinde yer alan kitabeye göre Hicri 1133 (1720) senesinde Hacı Mahmut adında birisi tarafından yaptırılmıştır.

ST.PAUL KİLİSESİ


Adıyaman Mara Mahallesi’nde bulunan St.Paul Süryani Kilisesi’nin, üzerindeki yazıttan 1905 tarihinde yapıldığı belirtilmişse de mimarisi ve mimari elemanları XVIII.yüzyıla ait olduğunu göstermektedir.
Günümüzde Süryani cemaati tarafından kullanıldığı gibi, Kültür Bakanlığı tarafından eski eser olarak tescil edilmiş bir kilisedir.

CENDERE KÖPRÜSÜ


Kahta çayının bir kolu olan CENDERE ÇAYI (Chabinas) üzerinde en dar noktasında ve görkemli kanyon ağzında ayakları ana kaya üzerine kurulmuş tek kemerli ve bir savaklı olan köprü kemer yanaklarından 92 dev kesme taştan yapılmıştır. İlçe merkezine 20 km. uzaklıkta ve Karakuş tümülüsünün kuzeydoğusundadır.
Bu köprü M.S. 193-211 Septimus Severus (Roma İmparatoru) zamanında doğu lejyonunun seferi için yapılmış. Köprü girişlerinde ; Septimus Severus, karısı Julia Donna ve oğulları Carakalla ile Geta onuruna sütunlar dikilmiş ancak Geta adına dikilen sütun kardeş kavgası sonucunda kaldırılmıştır. Köprü üzerinde korkuluklarda dört adet kitabe mevcuttur.
Köprü 1997 yılında restore edilmiştir. Bu güne kadar taşıt trafiğine geçiş veren köprünün doğu tarafında T.C.K. tarafından yeni karayolu köprüsü yapılarak geçişler yeni yoldan verilmeye başlanmıştır.
Adıyaman’a 55 km. uzaklıkta ve Karakuş tümülüsünün kuzeydoğusundadır. Kahta çayının en dar kesimde iki ana kaya üzerinde 92 iri kesme taştan yapılan bir büyük kemer ve doğu tarafındaki küçük bir tali kemerden oluşur. Samsat’ta karargah kuran XVI. Roma Lejyonu tarafından İ.S. 200’ün başında inşa edilen köprünün giriş ve çıkışlarında sütunlar bulunmaktadır. Köprü ve yapımı hakkında bilgiler içeren kitabelerden, köprünün Roma Hükümdakı Septumus Severus’a ve Romalılar tarafından askerlerin anası olarak anılan eşi Julia Domna adına yaptırıldığı anlaşılmaktadır.
Köprü, depreme karşı korunacak şekilde, sütunlara ve köprüye esneklik payı verilerek inşa edilmiştir. Köprünün hemen alt tarafında bulunan Kommagenelilerin Antiochos Theos döneminde inşa ettiği 5 kemerli diğer bir köprü, Romalılar tarafından yıkılmıştır.
Köprü, depreme karşı korunacak şekilde, sütunlara köprüye esneklik payı verilerek inşa edilmiştir. Köprünün hemen alt tarafında bulunan Kommagenelilerin Antiochus Theos döneminde inşa ettiği 5 kemerli diğer bir köprü Romalılar tarafından yıkılmıştır.

ALTINLI KÖPRÜ


Altınlı Köprünün yapım tarihi kesin olarak bilinmemelktedir. Bu köprü üç kemerli olup, taşları harç kullanılmadan sıkıştırma suretiyle yapılmıştır. Köprü ayaklarında sulara karşı korunmak amacıyla koni şeklinde mahmuzlar yapılmıştır.

GÜMÜŞKAYA MAĞARALARI


Adıyaman ilinin 40 km. güneybatısında Göksu nehri kenarında aynı adla anılan köyün batısında kayalardan oyma tünel şeklinde birbirleri ile bağlantılı çok sayıda mağaralar yer almaktadır. Tarihte konut olarak kullanılan bu mağaraların M.Ö. 150 yılında yapıldığı tahmin edilmektedir. Balkonlara, bölmeli odalara ve kuyulara sahip bu mağaralara sadece bir insanın geçebileceği dar bir yolla ulaşılmaktadır. Buna rağmen Gümüşkaya mağaraları şehrin dışından gelen pek çok ziyaretçi tarafından ilgi görmektedir. Binlerce yıllık tarihe tanıklık etmiş bu mağaralar günümüz Türkiye’sinin en eski mağaralarındandır. Şu anda koruma altında olan bu mağaraların doğal görünümleri korunmaya çalışılıyor.
Çeşitli arkeologlar,yazı bilimciler ve tarih araştırmacıları hala bu mağaralarda incelemeler yapıp bazı bilgilere ulaşmaya çalışıyorlar. Bu da bize tarihi kalıntıların ne kadar önemli ve değerli olduğunu göstermektedir.

KARAKUŞ TEPESİ


Kahtaya 10 Km. mesafede ve Cendere-Eski kahta-Arsemia ve Nemrut dağı yol güzergahı üzerinde bulunan Karakuş Tepesi aynı zamanda Nemrut dağının Milli Park girişi sayılır.
Kommageneler döneminde aile mezarı olarak inşaa edilmiştir.Tepe 40 metre yüksekliğinde olup çevreden toplanan taşlarla meydana getirilmiş yığma bir mezardır.Kuzeydoğuya bakan tarafta iki,Kuzeybatı ve Güneyde birer sütun bulunmaktadır.Güneydeki sütunu üzerinde bu tepenin sembolü olan Kartal vardır.Kuzeydoğu ve Kuzeybatıdaki sütünlardan birinin üzerinde Arslan diğerinde Antiochus ile herakles’in el sıkıştığı kabartma bulunur,ancak bunlar kısmen yıpranmış haldedir.Sütun üstündeir.Sütun üstündemmagenelilerin Makedonyalılara olan bağlılıklarını göstermektedir.

PİRİN MAĞARALARI


Adiyaman’in 5 km  kadar kuzeyindedir. Antik perre sehrinin Erken Roma Dönemi ait Nekropol alanıdır. Pirin Koyu’nun yakınındakı Karadag’ın yamaçları üzerine yayılan bu Nekropolde 208 adet kaya mezarı bulunmaktadır ve bu mezarlar kayalara oyularak yapılmıştır.
Bugünkü Pirin Köyü’ne adını veren ” Antik Perre ” kentinin kuruluşu kaynaklara göre Helenistik Döneme değin uzanmaktadir. Ancak Kommagene Döneminde yerleşim yeri oldugu bilinmektedir. Roma Döneminde bölgenin en büyük sehirleri arasında yer alır. Daha sonra Bizans yerlesimi görülen sehirde ayakta kalan ve hala kullanılan Roma Çesmesi ve surların bir kısmı görülmektedir.

YENİ KALE


Adıyaman’a 60 km. uzaklıkta Kocahisar köyü yakınındadır. Kommagene’ler tarafından inşa edilen Yeni Kale, karşısındaki Arsemeia ile birlikte kullanılmıştır. Romalılar ve ardından Memluklular tarafından restore edilen Kale en son 1970′lerde kısmen onarılmıştır. Kale içinde çarşı, cami, zindan, su yolları, güvercinlik kalıntıları ve kitabeler bulunmaktadır. Kale’den Nymphois’e inen su yolu bir tünelle Arsameia’ya başlanmıştır. 80 metreyi bulan bu yolla halen suya ulaşmak mümkündür.