16 Mayıs 2011 Pazartesi

İCATLAR VE BULUŞLAR

place here to learn-treasure place here to learn-treasure-defıne defıne defıne defıne sıgnal sıgns-solutıons-map-defıne path defıne-detector-cın-magıc-defıne search bars made-metals-charm-bury-bandit-defıne of documents-mound-tumulus-bandits- mystery of money-jewellery-defıne-archaeology-hıstory museums-ıslamıc-defıne natural stone-sculpture-news-mythology-antıque-archaeology-ancıent cıtıes-regıons-ancıent trade routes-horasan-ebced-sıgnal solutıons-defıne search-roman-byzantıne maps-green coıns only defıne to learn

İCATLAR VE BULUŞLAR

M . Ö
" 4241 Mısır ilk hassas takvim yapıldı
" 3200~ Tekerleğin ilk kez mezopotamyada ve orta avrupada kullanıldığı varsayılır.
" 3200~ Mezopotamya Sümerler yazıyı kullanan ilk halktır
" 3000~ Mısır Hiyeroglif denen yazı sistemi bulundu
" 3000 ~Babilde ilk ilk toplama makinası kullanıldı " 1300~Suriye Ugaritde ilk alfabe kullanılmıştır.
" 700 Lidya ( Türkiye) ilk para sikkesi kullanıldı
" 540 Miletl (Batı Anadoluda liman kenti) THALES geometri okulunu kurdu ve kendi teoremini geliştirdi
" 450 Herodotot dünya haritası çizdi
" 200 Yunan ARKHİMEDES kaldıraç kanunlarını keşfetti
" 10 Roma mimar Vitrivius tarafından ilk kaldırma vinci tasarlandı

M . S

" 999 Bir keşiş tarafından ilk mekanik saat icad edildi
" 1000~Türk gök bilimci BİRUNİ 13 000 sayfalık araştırmalarını yayımladı
" 1010~Türk İbn SİNA 270 kitaplık araştırmalarını yayımladı
" 1020~Irak İbn-ül HEYSEM Optik konusunda ayrıntılı araştırmalar kitabını yayımladı
" 1045 Çin Pi CHENG portatif matbaa harflerini keşfetti
" 1280 İtalyan ARMATİ gözlüğü icad etti (kontak lens uzerindeki ilk çalışmalar ise leanardo da vinci
tarafından yapılmıştır)
" 1453 Polonyalı Keşiş Nicolas KOPERNICUS Dünya ve güneş sistemi kuramını ortaya attı
" 1521 Türk Piri REİS Kitab-ı Bahriye adını verdiği gerçeğe en yakın Dünya haritasını yayınladı
" 1528 Türk PİRİ Reis ikinci haritasını yaptı
" 1592 İtalyan GALİLEO 30 kez büyuten teleskopu yaptı (daha önce Hollandalı gözlükçü Hans
lippershey ilk teleskopu bulmuştu)
" 1614 İskoçyalı John NAPİER Logaritma cetvelini icad etti
" 1618 Alman Johannes KEPLER Güneş sisteminin yasalarını keşfetti
" 1642 Fransız matematikçi Blaise PASCAL ilk toplama makinasını icad etti
" 1643 İtalyan Evangelista TORİCELLİ cıvalı barometreyi buldu
" 1666 Pariste Kraliyet Bilimler akademisi kuruldu
" 1687 İngiliz İsac NEWTON evrensel çekim yasalarını keşfetti.
" 1492 İspanyol Kristof KOLOMB Amerikaya ayak bastı
" 1507 İtalyan Amerigo VESPUCCİ Amerikanın yeni kıta olduğunu kanıtlar
" 1630~Türk Hazarfen Ahmet çelebi yaptığı kanatlarla ilk kez uçmayı başaran adam oldu
" 1680~Türk Lagari Hasan çelebi aya gitme denemesini yaptı
" 1698 İngiliz thomas SAVERY ilk buharlı makinayı yaptı
" 1704 İngiliz NEWTON Optik adlı kitabını yayımladı
" 1742 İsveç Anders CELSİUS sıcaklık ölçümleri için standart geliştirdi
" 1763~Fransız Claude CHAPPE uzaktan yazma anlamına gelen Telgrafı icad etti
" 1777 İngiliz James WATT uzun süreli çalışan buharlı makinayı yaptı
" 1778 Fransız Joseph BRAMAH ilk modern tuvaleti tasarladı ve patentini aldı
" 1783 Fransız MONTGOLFİER kardeşler ilk uçan balonla yolculık yaptılar
" 1783 Fransız Louis LENORAD ilk parajütü tasarlad
" 1789 Fransız Antoine LAVOISIER Oksijeni ve kimyasal adlandırma tablosunu yayımladı
" 1796 Edvard JENNER çiçek aşısını buldu
" 1799 İtalyan Alessandro VOLTA ilk elektrik bataryasını yaptı
" 1800~Fransız Dominique LARREY ilk ambulans fikrini ortaya atmıştır.
" 1804 İngiliz Richard TREVİTHİCK ray üzerinde 16 Km hızla giden ilk lokomotifi icad etti
" 1816 İngiliz George MANBY yangın söndürücü bir tüp tasarladı
" 1816 Fransız Rene LAENNEC ilk tıpta kullanılan stetoskopu icad etti
" 1820 Danimarkalı Hans OERSTED elektromanyetik akımı keşfetti
" 1826 Fransız Joseph NIEPCE ilk fotograf çekimini başardı
" 1830 Fransız terzi Berthelemy THIMONNIER ilk dikiş makinasını yaptı (Ancak bu tip makinaları
üretip satan ilk kişi Amerikalı Isac SINGER dir)
" 1831 İngiliz Michael FARADAY elektromanyetik kuramları keşfetti
" 1836 ABD Samuel COLD kendi adını verdiği tabancayı tasarladı
" 1837 İngiliz COOKE ve WHEATSTONE ilk elektrikli telgrafı icad ettiler
" 1843 ABD Samuel MORS kendi adını verdiği bir telgraf kodu tasarladı
" 1846 ABD dişçi William ORTON ik kez ameliyatında uyuşturma ve ağrıyı azaltmak için eteri kullandı
" 1849 ABD Walter HUNT ilk modern çengelli iğneyi tasarladı ve patentini aldı
" 1852 ABD Elisha OTİS ilk Asansörü icad etti
" 1853 Fransız Charles PRAVAZ ilk deri altı şırıngasını tasarladı
" 1853 İtalyan Linus YALE kendi adıyla anılan pimli kapı anahtarını icad etti
" 1855 İskoç James MAXWELL Faraday kanunlarını matamatiksel olarak kanıtladı ve kendi kuramını
yazdı
" 1859 İngiliz Charles DARWIN Türlerin kökenleri adlı evrim kuramını yayınladı
" 1860 Belçika Müh ilk tek zamanlı ve içten yanmalı motor yaptı
" 1867 ABD Christopher SHOLES gerçek anlamda ilk daktiloyu icad etti
" 1863 İngiltere Londrada ilk metro çalışmaya başladı
" 1869 Rus Dimitriy MENDELEYEV Periyodik elementler tablosunu yayımladı
" 1865 İsveç Alfred NOBEL dinamiti icad etti
" 1876 ABD EDİSON tarafından dünyanın ilk Endüstriyel Araştırma Laboratuvarı kuruldu.
(Edison bu laboratıvarda 1093 adet patentli icadda bulunmuştur.)
" 1876 Alman Nikolaus OTTO 4 zamanlı motoru yaptı
" 1876 ABD İskoç asıllı Alexander Graham BELL ilk telefonu icad etmiştir. (Tarihteki İlk uzaktan
konuşma denilen Tele-Phone konuşması 10 Mart 1876 BELL ile yardımcısı Watson arasında
yapılmışır)
" 1877 ABD Thomas EDİSON Fonograf denilen ses kayıt cihazını icad etti
" 1878 İngiliz Joseph SWAN elektrik ampulünü icad etti
" 1879 Alman Ernst von SİEMENS ilk elektrikli treni icad etti
" 1880 ABD Thomas EDİSON elektrikli ampulü güvenli hale getirerek satışa sundu
" 1882 Alman Robert KOCH Kolera virüsünü tanımladı
" 1884 Hiram MAXIM tam otomatik makinalı tüfeği yaptı
" 1885 Alman Karl BENZ 14,5 Km hız yapabilen satış amaçlı ilk arabayı üretti
" 1885 Alman Heinrich HERTS Elektromanyetik dalgalarının varlığını keşfetti
" 1885 Fransız Louis PASTEUR kuduz aşısını buldu
" 1887 ABD Emile BERLİNER Gramafonu (Plak) icad etti ve patentini aldı
" 1888 ABD George EASTMAN ilk taşınabilir fotograf makinasını yaptı
" 1894 ABD Jesse RENO ilk yürüyen merdiveni tasarladı
" 1894 Fransız LİMUERE kardeşler ilk sinama makinasını icad ettiler
" 1895 Alman Wilhelm RONTGEN X ışınlarını keşfetti
" 1896 İtalyan Guglielmo MARCONİ Radyo dalgalarıyla ilk yayını yaptı
" 1896 Fransız Antoine BECQUEREL Uranyumun radyoaktif madde olduğunu keşfetti
" 1898 Danimarkalı Valdemer POULSEN İlk teybi icad etti
" 1900 Norveç VAALER Kağıt tutturmada kullanılan Ataç ı geliştirdi
" 1901 ABD GİLETTE ve NİCKERSON körlenince atılan traş bıçağının patentini aldı
" 1901 İngiliz Hubert BOOTH ilk elektrikli süpürgeyi icad etti
" 1901 İlk kez okyanus aşırı radyo yayını yapıldı
" 1902 Polonya Marie CURİEve kocası Pierre CURİE Radyumu keşfetiler
" 1903 ABD WRIGHT kardeşler ilk motorlu uçağı tasarladılar
" 1903 Fransız Gustave LİEBAU ilk emniyet kemerini tasarladı ve patentini aldı
" 1903 Hollanda Dr Willem EİNTHOVEN Elektro kardiografi cihazını icat etti
" 1904 İngiliz John FLEMİNG ilk elektronik vakum tüpü (Diyot) icad etti
" 1905 ABD Albert EINSTEIN (Musevi asıllı Alman) görecelik kuramını yayınladı. Bu yazısını 1915 ve
1919 da tamamladı
" 1906 ABD Alva FİSHER ilk çamaşır makinasını icad etti
" 1907 Kanada Reginald FESSENDEN radyo aracılığıyla ilk insan sesini iletti
" 1907 Fransız Paul CORNU ilk motorlu helikopteri uçurdu
" 1908 Alman GEIGER kendi adını verdiği ve Radyasyonun varlığını saptayan cihazı geliştirdi
" 1908 ABD Henry FORD T modeli adındaki ilk seri üretim otomobili yaptı. İlk üretim bandı
fikrinin de babası olan Ford 1913 de günde 1000 araba üretebiliyordu
" 1911 Norveç Roald AMUNDSEN Güney kutbunu keşfetti
" 1913 ABD Elmer SPERRY ilk Robotu yaptı (ROBOT kelimesi Çek dilinde "zorunlu emek" anlamındadır
ve deyim tarlada köle gibi sürekli çalışan işçiler için kullanılmıştır)
" 1913 İngiliz Sheffield Paslanmaz çeliği buldu
" 1914 ABD Ohio kentinde ilk trafik lambaları kullanıldı
" 1914 I Dünya savaşı başladı ve 1918 de bitti
" 1915 Isıya dayanıklı Pyrex cam üretildi
" 1918 Fransız Pierre LANGEVIN ve ekibi ilk kez SONAR sistemini icad ettiler (SONAR : SOund
Navigation and Ranging: Ses yardımıyla yer belirleme ve mesafe ölçme anlamına gelmektedir)
" 1921 Almanya İlk otoyol hizmete girdi
" 1922 Alman Arthur KORN radyo dalgalarıyla fotoğraf gönderebilen Fax tasarladı ve Amerikaya
gönderdi
" 1922 Kanada İlk kez bir şeker hastasına Ensülin tedavisi uygulandı
" 1923 İsveç Platen ve Munters adlı iki mühendis ilk elektrikli buzdolabını tasarladı
" 1926 İskoç John Logie BAİRD ilk kez insan yüzünün görüntüsünü Televizyonda elde etti
" 1926 ABD Robert GODDART ilk sıvı yakıtlı roketi başarıyla fırlattı
" 1928 ABD li Richard DREW genel amaçlı yapışkan bandı üretti (Avrupada seloteyp diye bilinir)
" 1928 İskoç Alexander FLEMING penisilini buldu
" 1929 ABD AT&T Laboratuarlarında Coaxial kablonun patenti alındı
" 1930 ABD ilk elektronik cihaz yaratıldı
" 1930 Wallace CAROTHERS naylonu üretti
" 1930 ABD Clyde TOMBAUGH Plüton u keşfetti
" 1933 Almanya ilk Telex kullanıldı
" 1934 İngiliz Percy SHAW kedi gözü adını verdiği yansıtıcı tasarladı ve çok para kazandı
" 1935 İskoç Robert Watson-Watt, Radarı icat etti Bu radar uçakları 65 Km den tanıyabiliyordu
" 1935 Rus asıllı Amerikan İgor SKORSKY VS 300 adlı ilk modern helikopteri yaptı
" 1936 İngiltere BBC siyah beyaz TV yayınına başladı
" 1937 İngiltere Frank WHITTLE ilk jet motorunu tasarladı
" 1938 Macar Lazla BİRO tükenmez kalemi icad etti
" 1938 ABD Chester CARLSON ilk fotokopi makinasını icad etti
" 1939 İngiltere İlk Çamaşır makinası üretildi
" 1939 ABD de HP şirketi Analog verileri digitale çeviren Pulse-code modulation systemini geliştirdi
" 1939 II Dünya savaşı başladı ( 1945 de sona erdi )
" 1942 ABD Von BRAUN (Alman göçmeni) V-2 adlı uzun menzilli roketi tasarladı
" 1942 İtalyan Enrico FERMİ ilk Nükleer Reaktörü tasarladı
" 1943 Holanda Wilhelm KOLFF ilk yapay böbreği tasarladı
" 1945 ABD Robert OPPENHEİMER ilk atom bombasını geliştirdi ve denedi. Ayni yıl Japonyanın
Nagazaki ve Hirosima şehirlerine atıldı ve binlerce sivil öldürüldü. II dünya savaşı sona erdi
" 1945 ABD Percy SPENCER ilk Mikro dalga fırının patentini aldı
" 1946 ABD J.MAUCHLY ve J.ECKERT askeri amaçlı balistik hesaplamalarda kullanılmak üzere ENIAC
adlı ilk elektronik bilgisayar sayılan aleti tasarladılar
" 1947 ABD Sesten hızlı uçuş denemesi başarıldı
" 1947 ABD li Edvin LAND poloroid fotoğraf makinasını icad etti
" 1947 ABD Transistörün teorisi geliştirildi
" 1948 ABD BARDEEN, BRATTAIN ve SCHOCKLEY adlı üç bilim adamı Transistörü icad ettiler
" 1951 ABD IBM şirketi tarafından ilk ticari bilgisayar yaratıldı
" 1951 ABD john ECKERT ve John MAUCHLY ilk sayısal bilgisayar olan UNIVAC ı yaptılar
" 1953 ABD İlk Renkli TV yayını yapılmaya başladı
" 1953 İngiliz Francis CRİCK ve ABD James WATSON DNA moleküllerinin yapısını keşfettiler
" 1957 SSCB uzaydaki ilk insan yapımı cisim olan SPUTNİK 1 adlı uyduyu fırlattı
" 1958 ABD Fizikçiler TOWNES ve SCHAWLOW LAZER kuramını ortaya koydular
" 1958 ABD Silisyum yonga / Mikro Chip icad edildi
" 1958 ABD Alman asıllı von BRAUN tasarladığı roket sistemleriyle uzaya ilk uydunun fırlatılmasını
sağladı
" 1960 ABD Theodor MAIMAN ilk LAZER tabancasını gerçekleştirdi
" 1961 SSCB Yuri GAGARİN uzaya giden ilk insan oldu
" 1962 ABD ilk TV uydusu olan Telstarı fırlattı
" 1964 ABD IBM şirketi ilk kelime işlemciyi üretti
" 1966 ABD Tek transistörlü hafıza yongası yaratıldı
" 1967 G.Afrika Christian BERNARD İlk kalp nakini gerçekleştirdi
" 1969 ABD Bilgisayar platformlarında UNIX İşletim sistemi çalıştırılmaya başlandı
" 1969 ABD Neil ARMSTRONG ve Edwin ALDRIN Aya ayak basan ilk insanlar oldular
" 1970 ABD IBM firması ilk Floopy denilen esnek disketi üreti
" 1971 SSCB ilk uzay istasyonu olan Solyut 1 fırlatıldı ve dünya yörüngesine oturtuldu.
" 1972 İngiliz Godfrey HOUNSFIELD Bilgisayarlı Tomografi cihazını üretti
" 1973 SSCB Lunokhod adlı robot aya iniş yapan insansız ilk araç oldu
" 1974 ABD Değişik bilgisayarların kominikasyonu için TCP/IP protokolu geliştirildi
" 1974 ABD Bar Code uygulaması başlatıldı
" 1975 ABD MicroSoft adlı yazılım şirketi kuruldu
" 1976 ABD İntel tarafından 4.77 MHz hızında 8086 koduyla Mikro işlemci gerçekleştirildi
" 1981 ABD IBM firması IBM-PC with MS DOS adıyla kişisel bilgisayar yaratıldı
" 1982 Hollanda şirketi olan PHILIPS ilk kompact diski (CD) üretti ( Sony ile ayni zamanda)
" 1982 ABD İlk yapay kalp nakli gerçekleştirilir.
" 1983 ABD de MicroSoft firması Windows işletim sistemini yarattı
" 1984 ABD Milyon bitlik hafıza yongası yapıldı
" 1984 ABD Apple firması MACİNTOSH adlı bilgisayarı anons etti
" 1985 ABD ARPA nın adı INTERNET olarak değiştirildi
" 1985 Avrupada Mobil telefonlar kullanılmaya başlanır.
" 1986 SSCB Çernobil Nükleer kazası meydana geldi
" 1986 ABD National Instruments firması LabVIEW adı altında GUI tabanlı bir endüstri yazılımı
geliştirdi
" 1990 ABD World Wide Web anons edildi
" 1991 ABD Avrupanın ilk çevre uydusu ERS-1 yörüngeye oturtuldu
" 1992 ABD Sanal gerçeklik tasarlandı
" 1992 Ozon tabakasındaki delik Güney amerika sahillerine kadar genişlediği saptandı
" 1997 ABD NASA tarafından fırlatılan Pethfinder Robotu Marsa iniş yaptı
" 1997 ABD Genetik kopyalamada ilk somut başarı sağlandı. DOLLY adı verilen bir koyun kopyalandı
" 1997 ABD IBM tarafından gerçekleştirilen DEEPER BLUE adlı bilgisayar Satranç ustası Kasparovu
yendi
" 2000 ABD Bilim adamları ortak bir projede genetik şifrenin çok büyük oranda çözüldüğünü
açıkladılar

YIĞMA TEPE- BERGAMA


Bergama evlerinin güneyinde 1-2 Km yakınında bulunan küçüklü büyüklü tepeler, Akropol'den bakıldığı zaman öteye beriye serpilmiş bir durumda göze çarparlar. Bu tepelerden büyükleri bugün Maltepe, Yığmatepe ve Tavşantepe adlarını taşırlar.

Bergama'ya girerken yolun sağında yükselen tepe Maltepe'dir. 20 metre yüksekliği olan bu tepenin çapı 170 ve çevresi 500 metredir. Bu tepenin Akropol'e bakan bir kapışı vardır. Çökmüş olan bu kapı çok eskiden açılmış ve tümülüsün içindeki eşya soyulmuş olduğundan 1900 yılında içine girmek ve temizlemek güç olmuştur.

Kapıdan, büyük yontma taşlarla örülmüş 45 metre uzunluğu olan bir koridora girilir. Bunun yüksekliği 4.45 ve genişliği 3.15 metredir.

Bu koridora dikey olarak 17 metre uzunluğunda ikinci bir koridor vardır. Her iki koridor da yontma taşlardan yapılmış bir fıçı kemerle örülmüştür, iki fıçı kemer, haç kemerlerde olduğu gibi, iki dik açı halinde birbirini kesmektedir.

Küçük koridora açılan üç kapıdan da aynı tarzda üzeri kemerli üç ölü odasına girilmektedir. Bu odalar arasında bulunan dar kapılardan da birbirine geçilmektedir.

Kama şekilli 13 taştan meydana gelen kemerler cepheden görünmeyen, harçla inşa edilmiştir. Bu yontma taşların ortası çakıl taşı ve kireç harcı doldurulmuştur.

Bu tepenin planı, içindeki koridorun tepenin ortasında olmadığını göstermekledir. Bu yüzden tepenin başka yerlerinde de mezar odaları yapıldığını ileri sürenler olmuştur.

Bunun için içten ve dıştan bazı yoklamalar yapılmıştır, içten yapılan yoklamalarda gizli odaların bulunması olasılığı üzerinde durulmuş ve bazı yerlerden taşlar çıkartılarak yoklama yapılmıştır. Dıştan ise, tepeyi saran duvarın adi taş ve kireç harcıyla örüldüğü görülmüştür. Burada pencere ve kapı gibi bir ize rastlanmamıştır. Bu dış duvarın da yontma taşlarla kaplı bulunduğu ve bunların sökülmüş olduğu anlaşılmaktadır. Esas olarak, çakıllı toprak dökülerek meydana getirilen bu tepenin içinde başka bir mezar oda inşasına teknik bakımdan olanak yoktur. Bu itibarla önce koridor ve odalar yapılmış, sonra da üstüne toprak yığılmış olduğuna şüphe yoktur. Tepenin üstünde bir oyuk vardır. Bunun burada bulunan bir anıtın temellerindeki yontma taşların sökülmesinden ileri geldiği anlaşılmaktadır. Buradaki mimarlı mermer parçalarının kalıntıları "Sardes ' cîvarındaki tümülüslerin taçlandırılmasında olduğu gibi bu tepenin bir anıt île süslendiğini anlatmaktadır.

Yontma taşlardan örülen duvarların tekniği ve tepenin bir anıt ile zenginleştirilmesi bu tümülüs'ün Bergama krallığının mezarı olduğu savını ortaya atmıştır.

Oda ve koridor ölçülerinin kısmen Philetairos ölçüsüne uygun döşmesi de bu fikri kuvvetlendirmiştir. Mesela, uzun koridor 6 endaze genişliğindedir. ( Bir endaze 0.52 m. dir). Kemerin tepesine kadar 6 endaze yüksekliği vardır. Orta dikey olan koridorda aynı tarzda .6 endaze genişliğinde ve 32 endaze uzunluğundadır. Odanın derinliği ise 8 endazedir.

Fakat koridorlarda görülen yontma taş işçilik özelliği, yani taşlann yüksekliklerinin 0.35 ve 0.53 m. arasında değişmesi, yontma taş kenarlarının eğimli kesilmesi, temel ve aralarının kireç harcıyla doldurulması gibi teknik vasıflar, imparatorluk devrinin Bergama binalannda görüldüğü için, mezarın inşaa tarihinin daha önceki zamana götürme olanağı vermektedir. .

Aynı zamanda, üç mezar odası içinde insan ve kurban kemikleriyle birlikte bulunan mumya ve lahit parçaları da daha erken bir tarihe götürülememektedir.

Bununla beraber tepenin çok eskiden açılmış ve soyulmuş olması yüzünden mezarın kimliğini anlamak mümkün olmamıştır.

Yığma tepe Bergama'daki sun'i tepe mezarlarının en büyüğü dan Yığma Tepe, Maltepe'nin 700 metre kadar güney doğusundadır.

Toprak seviyesinden 35 metre yükselen tepe kalınlığı 2, yüksekliği 2.25 ve uzunluğu 500 metre olan bir duvarla çevrilmiştir. Büyük yontma taşlarla harçsız örülmüş ve sıradan meydana gelen bu duvarlardan bugün ancak bir kısmı kalmıştır.

Yığma tepe, kuzeybatı tarafındaki yarma yüzünden çift tepe gibi görülmektedir.Aslında tek olan bu tepenin orta çağda açılmak istenmesi yüzünden bu hale geldiği sanılmaktadır.

Tepenin eteklerini çeviren duvarın dışında da bir hendek açılmış ve buradan çıkan toprakla tepe meydana getirilmiştir. Hendeğin derinliği 5, genişliği 60 metredir. Bu hendek yüzünden, tepe olduğundan daha yüksek gelmektedir.

Prof. Dörpfold'in yönetimi altında Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından bu tepede 1905-09 yıllarında kazı yapılmıştır. Önce tepeyi saran duvar çevresini meydana çıkarmak için duvar dibinden küçük bir hendek açılmıştır. Fakat burada pencere ve kapıya benzer iz bulunamamıştır. Bu anlaşıldıktan sonra eskiden kazılan, yarma yerinden kazıya başlanmıştır.

Bu yarma da 35 metre kadar açılan tünelin kenarları kuvvetli ağaçlarla desteklendiği halde, çakıllı topraktan meydana gelen tepe yıkılmak ve işçileri altında bırakmak tehlikesi gösterdiğininden kazıyı zamanından önce bırakmak zorunda kalınılmıştır. Bu kazı mezarı bulunmak için tepenin tamamıyla kaldırılmasından sonra daha 4-5 metre kadar derinliğe inilmiştir.

Nitekim 15.9.1939 gecesi Dikili büyük depreminde bu tepenin doğu tarafında büyük bir boşluk olmuş ve tepenin içindeki bu boşluğa toprak aktığı görülmüştür.Bunun üzerine bazı yoklamalar yapılmış ve bir horasan tabanı varlığı anlaşılmış ise de toprak çökmesi yüzünden esaslı bir işe girişmek mümkün olmamamıştır.

EŞKİYA BELGELERİNDE ARANAN MEVKİLER//BURSA VE ÇEVRESİ



 Bursa’nın Doğusu Merkezi Kebir ( Başlangıç Noktası ) Ketsel köyü merkez olup oluk pınarı mevkiinde araları 500 adım mesafede merkez işaret olarak kaya üzerinde bir daire çizilmiştir. Bursanın doğusundaki Göksu deresi üzerindeki köprüyü geçince eski Bağdat yolu bu köprü üzerinden geçer yoldan 100 adım yukarda ili öküz kafası taş üzerinde papaz andrev değirmenin üstünde yine doğuya doğru gidildiğinde iki dereden sonra gelen 3. dereyi geçince cumalıkızık köyünü görürüz. Buradan ulu boğazın içinde yontma kayadan kapı kaya var. Yontulmuş olan yerde bir kılıç resmi normal büyüklüğünde yapılmış. Kapı kayadan devam edersek karşımıza gelen kayalıkta göz gibi delikler var . 7 basamakla çıkılan bu deliklere girildiğinde içerisi genişler. Ağzı kemer şeklinde olup içerisinde 32 adet taştan koltuk vardır. Bu mağaranın adı göz mağarası olarak anılır. İnegöl Domaniç hani dağındaki tepede eski Bizans sarayı var buradan yeşil dağa geçilir. Buradan gemliğe 5 saat armutluya 3 saat koca dere köyüne 4.5 saatte Hayriye köyüne gelinir. Burada manol un değirmeni ana kayadan oymadır. Karanlık dere değirmenin sağ duvarında 1 el resmi 1 ayak resmi ve yarım bir adam resmi yapılmış olup bu adam resminin önünde bir siyah taş ve taşın üzerinde bir istavroz vardır. Bu taşın altında bir miktar meblağ konulmuştur. Yalova üstünde 3 kuyular mevkii iki sarnıç taştan çevrilmiş horasanlı set duvar yapılmış yerli kayada 3 basamak sarnıcın doğu kısmına kalır basamaklar altı doludur. Derbent –Pamucak kan yeri ( İznik ) pamucağın batı kıblesinde hora tepesi üzeri çevrili bir duvarla tarafında ana kayada bir oturak yapılmıştır. Bu oturak üzerine oturulduğu zaman denize doğru dönüp tam karşımıza gelen mal kaya arkamızda kalan bey pınarı ( ayran pınarı ) dır. Bu pınardan 1 saat “5 dk. Kıbleye 40 at bağlanan mağaramıza buradan 2.5 saat mesafede kara tepeye kara tepe mal tepe ile karşı karşıyadır. Mal tepe üzerinde tarihi karakol Cenevizlilerden kalmadır. Buradan batıya 22 dakika mesafede baklaya vardır. Mal kayanın göl tarafında 2 göz delik var. Bu gözlerin baktığı yönde 3 basamakla girilen bir mağra olup içine girerken yukarıdan akan su nedeni ile kolumuzun birisi ıslanır diğeri ıslanmaz. Buradaki mağraların birisi görünür diğer ikisi ise su içinde kalır görünmez. Buradan içeri girildiğinde fırın mağarasına ve 25 itriyat arabasının olduğu mağaraya girilir. Boyalı çini ( boyalıca ) ye şelalelerin 6 kulaç mesafeden çıktığı bir mağaradır. Tarihi çınar izniğin doğusunda buradaki mağaraya girerken omzumuzla kapısını iter çıkarken çekeriz. Bu mağra içerisinde hazinelerimizi saklamakta kullandığımız taş ustalarının cesetleri vardır. Bunlardan birisinin kellesi masada tabaktadır. Bu mağra içinde demir kapılar vardır. İkinci değirmenin aşağısında derenin solunda topal ayı ayağı 23 adım ileride derenin karşı tarafında olup yarık kaya bu kayanın üzerinde 7 civ civli tavuk karşısında kartal uçar vaziyette ve altında iki kılıç çatılı bir vaziyette karşısındaki değirmen arkının üzerinde küçük mağara içinde bir çift öküzü bir çocuğu yedeğinde çeker vaziyettedir. Mal öküzler arkasında tek oda mağara içindedir. Buradan 55 dakika mesafede harami derein şeytan dere ile birleştiği yerde uzun ali beyin değirmeni üç tarafı kayadan kesme olarak yapılmış buraya beş basamak ile çıkılır. İki basamak ile içine girilen oluk başında bir sofra kaya kara taştan yapılmış olup bir çatal bir kaşık parça ekmek bir Çerkez kaması 21 halka zincir olan çakı resmi yapılmıştır. Kayanın altında bir miktar meblağ gömülmüş olup gümüş altın karışıktır. Karşı yönde devam edersek sol tarafta topal ayının kayada resmini görürüz.Bunu takiben bir avcı ve karaca bunların 20 adım ileride bu bölgede olmayan bir taş üzerinde altı yavrulu bir domuz domuz yavrularını emzirir haldedir. Burayı kırar isek içi doludur. Değirmene suyun vurduğu yerde bir istavroz var. Yine merkez noktamız Hersek ( Karsak ) boğazında Marya köyü 8 hanelik olup Tahtalı köyü karşısında kıbleden çıkan su olup kazan derenin üzerindedir. Kışın akar yazın kurur. Suyun çıktığı yerde 90 okkalık kantar yanındaki su kaynak derenin topladığı kaynaktır. Burada Harman yeri gibi bir düzlük mevcut olup Hersek ( Karsak ) ın karşısında acı su deresinin sağında kara tepe bu tepede 4 köşe delikli tekne doğu ucu kırıktır. 18 adım doğu kıblesinde domuz kabarması var. Mağara mevcut olup a8 basamak ile içine inilir. Sol tarafta Tekkelinin yatak mağarası kızlı mağara yüksekte olup koltuk taşı vardır. Koltuk taşına oturulduğu zaman karşımıza sağ omuz yönünde abiliyontmiryan manastırı görülür. Başka bina yoktur. Mağra zirvede olup mağara içerisinde iki kişi yatacak kadar yer vardır.mağranın karşısında bakraçlı kız resmi kabartma olarak yapılmıştır. Kızlı mağaradan 3 saat doğuda ak dere – gemici deresi ile şelale dereden 3 saat kıble yönünde ki değirmene çıkılır. Başka hiçbir yerden bu değirmene ulaşmaya imkan yoktur. Buradaki mağra içinde bir fayton resmi yapılmış olup faytona iki at koşulmuştur arkadaki atın sol ayağı kırık faytonun karşısında gergef işleyen kızlar bu kayanında karşısında ayı oynar vaziyette ayıcı def çalar çubuğu ensesine sokulu vaziyette arkasında devamında 1 kara tavşan bir kirpi bir karaca iki güvercin güvercinlerden birisi su yalağından su içer biri içmiş başını kaldırmış bir çerçeve içinde pop martin ve adamları resmedilmiştir. Buranda 10 dk. Aşağı doğru aynı derenin sağında yeri ve buradaki iki kapılı mağara mevcuttur. Mağara olabilecek yere dikkat edilirse bu iki mağrayı buluruz. Bu mağraların 5 dk sol tarafında mağra içinde tek gemi resmi vardır. Bu mağaraların olduğu tepenin arka tarafı vakıf beldeyi güney yönünde sultan baba – şambaba türbelerini müteakip geldiğimiz öküz ini deresi mevkiinde 3 tepeler ve üç kaynaklar ortadaki tepenin önünden Bağdat yolu geçer burada üstünde kül yığını olan tepedeki su kaynağında dereye doğru 40 adım mesafede topal ayı ayının baktığı yerde derenin karşı tarafında ayağına bakar vaziyette ayağının olduğu yere bakılırsa sol tarafta zemine çok yakın mağara ağzı görülür. Ayının 10 adım ilerisinde iki balık ters tarafa bakarlar. Ahı dağı avdan dağı üzerinde 80 rakamı yazılı olan balığın baktığı tarata bir koltuk taşı bunun 40 adım altında bir kurt başı büyük taşta yapılmış olup kapalı değirmene bakar değirmenin üzerine büyük bir kaya düşürülmüştür. Domaniç – İnegöl dağları hekim ali bey değirmeni doğanlar mevkiinde olup hiç çalışmamış sahte bir değirmendir. Üç tarafı ana kayaya oyulmuş 5 basamaklı tek bir odası olup burada değirmenden 100 adım ilerde 7 adet dikili taş mevcuttur. Buradan 21 saat 28 dakika doğuda harami dağında Konstantin sarayı bu tepede olup buranda yeşildağa geçilir. Buradan 33 saat doğuda yongalık dağı koca dağ buranda karacalar köyü yönünde doğuda 3 saat mesafede Göksu köprüsünü mütaakiben sağ tarafta 100 adım ilerde papaz andrey değirmeni buradan kara dağ ( kara tepe ) 12 günde geçilir. Burada belirli mesafelerde 3 taş yığını olup arada bulunan düz taşın üzerine oturulduğunda göl ve deniz görünür. Temiz açık havada ayasofya buranda seçilir. Buranda çıkan iki sudan birisi harami dereye dökülür. Saha sonra şeytan dere ile birleşerek kapı kayaya iner. Buraya inerken başta pop martin 12 adet at bağlama yeri olan değirmen ana kayadan oyulmuş olup 7 basamak ile oluk başına çıkılır 2 basamak ile değirmen içine girilir. Değirmenin üzerinde 26 adım mesafede bir tepecik ( yığma ) mevcut olup bu tepeciğe 32 adım mesafede bir tane daha vardır. Bölgenin doğruluğunu gösterir. Değirmenin 40 adım alt tarafında yontma bir kayada iki güneş resmi bir birine 3 adım mesafede olacak. Burada po martin değirmeninden 5 saat doğusunda karagöz – karagöl- balıklı dere- buzluca eşkiyanın 39 adamının öldüğü ve katırlarının yuvarlandığı yerdir. Yine kara tepede topal geyik ve …… yavrusu vardır.
Buraya puropolis denir.Emine resi burnu civarındaki 4 adacıklar mevkii denizden çıktığında bacalı mağara içinde 3 direkli gemi ortadaki direği kırıktır. Kara tepe muhitinde çok yakın ayrıca burada denize yakın sazlık vardır. Kayanın arkasında bir mağra var kara tepeyi buradan anlamamız lazım Dört saat ilerde güneyde kara tepe çete başı gemlikli Romikal kaptan Andrio saruhanlı kaptan petnos Bulgar subayı woywoda …. Karadenizden geldiler. Aksu boğazına girerek iskele kasabasına kadar geldiler. Aksu kasabasında kaldılar. Burada yaptıkları eşkiyalığın ganimetlerini aksu maşatlığına gömdüler. Aksu kabristan senden kara olamam diye mezar taşı üzerine yazdık. Buradan birr saat yol yürüdük değirmene ulaştık. Bu değirmenin on dakika doğusunda değirmenin karşı 100 adet mezar var bu mezarlardan birisi başı sarıklı ayak taşında 3 adet delik var bu mezara yakın 3 adım mesafede bir meşe ağacımız vardır.bu meşe ağacını batıya 3 adım mesafede bakır kazan gömdük. Kaynaktan gelen su buradan aşağıya döner ve ilerde 3 kol yapar ve 3 suyun birleştiği yerde pınar karşısında kaya üzerinde zinciri ağzında Ayıcısız bir topal ayı var. Ayıcı burada aranır ayıcı bulunduğunda ayıcının ensesine bir çubuk sokuludur. Oradaki nişan bu olup ayının kırılıp açılacak ve 20x20 bir kare ve dört kenarında birer yuvarlak oyma çekil bu işaret görülecek bu kapak olup mahsen girişini açar. Kara tepeye gitmek için bacalı mağra yanında çıkarak 4 saat ilerledik Güneye doğru ilerlediğimizde acı suyun üzerinde mermer ayaklı ve eğrimsi bir köprüden geçtik kara tepeye vardık kara tepe üzerine çıkarken yamaç üzerinde bir taşa kabartma olarak Çerkez eğeri tam takım olarak yaptık. Kantarmasını katladık eğerin üzerine taktık. Zirveye çıktığımızda oraya oldukça büyük kurnalı tekneyi iki renkli mermerden yaptık ve bir kaza sonucu doğusuna gelen tarafı kırdık. Kurnalı teknenin sağ tarafında göze görünür yerinde …………….yazar teknenin 1 metre eni vardır. Bu tekneye çok yakın bir domuz kotrası vardır. 18 adım güney tarafına gittiğimizde bir taş topluluğu göreceğiz sol tarafına düşen taşa 3 basamak ile çıkılır. Bu taşa zincirle takılı domuz yalağı vardır. Bu taşın altında altın gümüş ve değerli variyetler vardır. Bu kayaya ambar kaya adını verdik. Buradan devamla bir kaya üzerinde tavşan resmi tavşana bir şahin saldırı vaziyette ayrıca taşta yöreyi gösteren bir kroki çizilmiştir. Kara tepeye ulaştığımız zaman denizi arkamıza aldık ve 1 saat 45 dakika mesafede sağda yukarıda bir tüfek mermisinin ulaşacağı yerde bir mağara 7 basamak ile içine girilir. Birinci gurup paralarımız bu mağara içinde L şeklinde 3 er adım mesafede bir birine değmeyecek şekilde gömülüdür. İkinci gurup paramızı suyun kaynak olarak çıktığı oyuğun 1 adım ilerisine gömdük. Suyun solunda 3 adet mezar olup bu mezarların ortasındakinde 3. gurup paramız en çok olanıdır. İkinci mağarada suyun 700 adım doğusunda 3 basamak mevcut olup buraya varmanda önce üzerinde iki bacalı üç direkli gemi resmi olan bir taş var bu taşta mağaranın işareti olup bu taşın yanında 3 karış boyunda bir oyuk yapılmış olup içine 3 parça altın konulmuştur.yörenin doğruluğunu anlayabilmemiz için üç basamaklı mağaranın yanındaki yarık içerisinde yine 3 adet küp bir birine değmez şekilde konuldu araları doldurulup doğaya uyduruldu.bu mağaranın içi 4 köşe olup 3 basamak ile içine girilir. Buradaki mezar içinde 3 küp vardır. Bir gurup parada yakındaki hisarın karşısındaki toprak yığmanın altına kondu. Yine yakında bulunan oyuk ocak yerinin yanında duran dikili taşın güneye doğru 3 adım mesafesinde bir miktar para vardır. Aynı yörede sırtını yalayan öküze benzeyen bir taş kuzeyine 7 adımda bir miktar para vardır. Kalan par yatan iki öküz gibi taşın altına ve yakınındaki mezara konulmuştur.mezarda kılıçlar mücevherat ve külçelerde vardır.yörenin doğruluğu ve diğer yerlerin haritası öküze benzeyen kayanın bacaklarındadır. Tepe üzerinde çıktığımızda türbe meydanının orta yerinde yol ikiye ayrılır. Bu ayrılan yollardan biri kara tepesine çıkar. Tepe üzerinde nalbant alanı olarak kullanılan bir düzlük mevcut olup bu düzlükte sac ayağı bir şekilde dikilmiş 3 taş vardır. Aralarındaki mesafe 29 adımdır. Taşlardan birinde nalbant kerpeteni suntraç nalbant çekici resmi vardır. Yörenin doğruluğunun kanıtıdır. Bu taşlar oturak taşı şeklindedir. Bu taşların ortasında yöreye ters ortası delikli bri taş olup bayrak direği yeri olup bu taşın altıda doludur. Nu tepenin adı hora tepesidir. Karşı sırta gelen tepe türbe tepesi oradada 3 oturak taşı vardır. Bu taşların yakınında taştan yapılma 3 nöbetçi yeri vardır. Bunun karşısında yarıma y resmi bütün ay resmi güneşe bakar şekildedir. Altında 11-9-7-5-3 rakamları var bu rakamla kroki olup ayın önündeki çift rakamlar ile 16-13-8-4 rakamlar ile kaşılaştırılıp 12 yerdeki kıymetli mebla bulunur. Bu yörede 31 çete başı ve 887 adamı vardı.bu çeteler zaman içinde bir birlerine düştüler adamlarını esir etti bazılarını öldürdüler. Bu yörede 12 dağda 31 mekanımız vardır. Bu tepeden baktığımızda karşımıza karanlık dere gelir. Güneye 10 adım gidildiğinde mevcut bir kaynak var bu kaynaktan eşkıya su içer. Kaynaktan 300 adım ilerde üzerindeki işaret olan bir taş göreceksiniz üzerinde üç basamakla çıkınla bu kaya minare kaya üzerinde bir istavroz vardır. Kara hasan köyü ile yeni köy arasında ve yol üzerindedir. Aynı köy kazan deresi kenarında kurulmuş karahasan köyü ve bir kemerli köprü bu köprü 3 göz olup üzerinden değirmen arkı geçirilmiştir. Orta kemer üzerinde bir karaca başı son kemerin altında bir istavroz mevcuttur. Haç kemerde üç köşe taş üzerinde karahasan yazısı göreceksiniz. Bu köprünün bir ayağı ana kayaya bağlı ir üzerinden kağnı arabası geçebilecek şekilde köprü kenarına babalar yapıldı köprü üzerinde kurşunla kaplanmış yerler olup bu köprünün ana kaya ya bağlı olan tarafı nda yüksekte mağarası var köprünün sadece bir gözünden su geçer yağmurda sel gelirse ikinci gözüne su çıkar burada ikinci gözde karaca başının olduğu yerde taş sandık içinde ve yukarıdaki mağra içinde geçerli meblağ karışık olarak konuldu. Karaca başı içerisinde bölgenin haritası vardır.buradan …………kasabasına ve Yörük yaylasına karanlık bir yoldan gidilir. Burada 3 yol ağzında bir yolda türbe tepeye gider. Mağra şeklinde olup mağranın taşına sarı kızın ruhuna fatiha bir taşın üzerinde beni bir meçhul asker koydu buraya karnımda yılan var yazılıdır. Aynı mıntıkada tekkeli köyü olup buraya danagöz – karagöz-salvan köyleri yakındır. Bu üç yol ağzından ayrılan yollardan biri tepeye çıkar. İkiye ayrılır kaya yanından türbeye çıkar. Yollardan biri kara tepeye gider. Bu yol taş döşelidir. Bu yolun solunda bir çeşme vardır. Çeşme taşında üzüm salkımı resmi var. Bu çeşmenin arka tarafında üç köşe yontma bir taş üzerine bir kemençe resmi yaptık. Aşağıda ambar kaya altında bir pınar var. Önünde epey uzaklıkta yine bir pınar olup oda ayran pınarı olarak adlandırılmıştır. Bu pınarın ayran pınarı olduğu önündeki yarım değirmen taşından anlaşılır. Ambar kaya iki köşeli sıra ile oyulma olup içinde bir meşale resmi vardır. Yanından istavroz haç olacak. Bir göl ucunda hazan yaprağı işlenmiştir. Burada değirmenin ana kayası oyulmuş ve yarım bırakılmıştır. Bu değirmen yarım değirmendir. Kavacık köyü iskele kasabası bacalı mağra bölümüne gelirsek bacalı mağar yakınında iki köyün arasında bir mağra daha var. Mağara içinde bir kupa ve kupadaki suyu içmeye giden martı kuşları kupa içinde ve orada dikkat çeken bir taşın altında ve merdiven basamaklarının solunda küçük tabancaya benzer taş altında bir meşin heybe içerisinde para ve bir Çerkez kaması vardır. Kama yörenin doğruluğunun nişanıdır. Bursanın kuzey batısında 4 saat 20 dk. Mesafede kovalı bal kaya bu kaya üzerinde çeşitli delikler olup doğusunda yılanlı ve havuzlu mağara vardır. Mağara yakınında 78 okka gösterir kantar resmi olup Baklaya deveciler hanı Süleyman pınarı ak köprü yakındır. Ak köprü Göksu deresi üzerinde olup merkez ak köprü olarak alındığında güney doğuda sol tarafta kara köse köyü bu köyün alt tarafında Hüseyin pınarı bu pınara 4 yerden su gelir ve kuvvetlendirir deve kervanları ve deveciler ak köprüye 340 ………………. 15 dakika göksunun solunda ak taş mevkiinde eski Bizans sarayının karşısında kilitli kaya buradan yerden 10 adım yüksekte oyma su kanalı arkasında baklaya onun sağında kudret deresinin sağında ve ağzında sağ omuz yönünde sivri kayalar buradaki mağara içine 3 basamak ile inilir. Mağara içinde 12 adımda bir kemer var. Bu kemerin sağ tarafında bir papaz üstünde bir çiçekli put ve bir kız papaza gül veriyor. Burası papaz mağarasıdır. Göksu – aksu deresi aynı dağdan çıkar Başlangıçları çalıca dır. Deniz kenarı Malkara köyü miko çiftliği ve kızıl ağaç çiftliği iskele kasabası ve ona en yakın köy çukurcambaz köyü Göksu boğazı çekerek mağarası ve monik mağarası 15 dakika çeker. Eminağa değirmeni haricide bu kuru derede 4 adet daha değirmen vardır. Burada aramanız gereken oyulma sureti ile yaptığımız 6 adet 20x 20 dikdörtgen oyukladır. Ortada olanların altında oyularakmevcut mebla kondu ve üzeri horansa ile kapatıldı. Kanlı mağra değirmene yakın olup ili kaynaktan suyunu alır. Sulardan biri acı biri tatlı su olup o dönemde buraya patlak pınar ismi verilmiştir. Bu işaretleri ve paraları koyanlar 27 sene burada eşkiyalık yapan eşkıya başları manuk ve lefterdir. Beldeyi nazır yeşildağ – sorma köyü- kirazlı köyü- tahtalı köyü- kevler boğazı-kartal kaya – kurt kaya- Araplı mağarası- kara tepe-kara dağı- 4 atlı fayton-sarı kız mezarı saran kaya- şeytan çukuru-harami dere soldan gelir-kuru dere – karanlık deredir. 21x21 ktular 17 parça mal gömülü olup kara derededir. 3 gözlü köprü- Bondoryay kalesi- tahtalı tatar ovası- dikenli boğaz deresi – büyük dere- köprüye 6 saat mesafededir. Çatalca köyü monik çiftliği buradan 12 saat geriye ali bey köyü – şahin kaya buranda şam kasabası karşı tarafında hora tepesi selvili mağara simyee boğazı simye krallığının kalesi vardır. Sakaaya yeşildağ son merkezimiz olup iskele kasabası denizden merkezimize Kara tepe güneyden batıya kalır. 31 saat kara tepe kara kütük beldesi at kayrı mıntıkası içinde sarı meşelik birlik değrimenine büyük dereye ve dikenli boğaza 6 saat mesafede olup Kuzey doğusu deniz sahilinden 3 saat mesafede Dikmen tepe ve kırcali köyleri vardır. Kırcali köyü karşısında vezir köyü vezir tepe küçük vezir tepsi vezir han ile ayran pınarı vardır. Ayran pınarı vezir tepededir. Ayran pınarı karşısında yalçın kaya üzerinde istavroz yapılmış olup bir adet mahmudiye altını mevcuttur. Yörenin doğruluğunu gösterir. Burada ayazma evlerinin temelleri be bir kuyu mevcuttur. Kuyu ile ev temelleri arasında be tam ortasında bir mahzen var. Yukarıdaki haçtan 10 adım sayarsan buradan mahsene giden yolun kapısını bulursun. Vezirhandan 20 dk. İleride manuk çiftliği ile mihali karaca çiftliği ve manastırı bir adacık tepesi şeklinde burada eşkıya devleti askeriyeyi sardı ve katletti. Buradan şam a giden yol karşı tepede olup bu tepede 18 adet dikili taş mevcuttur. Çok sarp olan bu yerde atlarımızın be katırlarımızın kayışlarını birbirine bağlayarak indik elde ettiğimiz ganimetleri burada kütüklük içerisine ve taş içerisine oyarak yaptığımız yere sakladık. Ve doğasına uydurduk ardından yukarı çıkaramadığımız katırları burada kesip uçruma yuvarladık. Bu 18 taşın ortasındaki delik olup yörenin doğruluğunu belirten nişandır. Delik taşın altında bir haç resmi vardır. Bu haçlı taşın altıda doludur. Bu tepenin üzerinde bulunan bir mağara daha var bu mağarada bir kız omzunda bakraç kızın yan baktığı yerde bir mağra daha burada bir adam ayakları dolalı elleri sarılı ve yine bir yeniçeri çıkmaz vaziyette resimler vardır. Bu mağaranın karşısında 1 kurşun atımı mesafede kızın güney tarafında bir kuyu 200 metre yukarısından şaraphane yolu ve yazılı kaya doğusunda bir tava resmi batısında 3 köşeli bir taş üzerinden elini yüzüne koymuş vaziyette bir kız resmi var. Boynunda istavroz resmi vardır. Taşın üst tarafından batıya 40 adım uzaklıkta 3 metre boyunda bir çakıl yığma var. Taşların birisinde istavroz olup yine bir taş üzerinde de 40 okka kantar resmi vardır. Bu kantar resminin orta çengeli kırıktır. Çakıl yığının yanında eski Bağdat yolu geçer. Doğusundaki sıra dağların arazisi dalgalı bir şekildedir.bu dalgalı arazi karşısında 3 tepe olup buraya 3 tepeler mevkisi denir. Burada bulunan suyun başı 3 tepelerin ortasındaki tepenin dibinden çıkar. Ortadaki tepe dar tepe olup üstünde batı tarafından ot yığını benzeri yığma vardır. Buraya tuna tepe dedik. Yığmanın kapısı batıdadır. Yüne bu tepenin dibinde bir yarık kaya vardır. Sağında ve solunda kıymetli heykeller ve paralar vardır. Buranın kapısını açtığımızda içerisinin çok değerli odluğunu gördük çete başı manuk bizdeki ufak emanetleri de buraya koydu ve mezarı kapadı. buradan Göksu deresi istikametinde 3 kuyu var birinci kuyu derenin sağ tarafında ikincisi yukarda solda 3. sü yine ilerde soldadır. Yukarıda solda karşı sol yakadaki kuyudan 100 metre ilerde bir taşın altında bir asker matarası para ve şişe içerisinde bölgenin haritasını koyduk . Buranın doğruluğunu gösterir. Kuyunun içerisinde ayrı odalar olup bu odalardan birisi sarı kızın odasıdır. İçerisinde çok kıymetli eşyalar ve kitaplar vardır. Burası üç kuyular mevkisidir. Burada taş üzerinde bir istavroz ve altında malı ardır. İlerde bir dikili taş üzerinde incir ağacı bu incir ağacı altında malımız vardır. Bu değirmenin tam karşısına gelen yerde bir küçük tepe var tepenin 6 adım arkasında emin ağanın mezarı var mezar taşında bulgari eminağa yazar. Ve altında bir haç var. Burada hem yerin doğruluğunu hemde mezarın olduğuna bir işaret ile yemin edildi. Mezarın altında kapalı mağra vardır. Mağra tuzaklı olup girişinde bir taş altında dişli Razel yay var ondan sakının. Mağraya girildiğinde sağ tarafta eminağanın kanlı elbiseleri bir çiviye asılıdır. Mağranın tavanında at karığı ve kesik baş çakılıdır. Mağara içinde merdiven olup küçük dar olduğu için kolay çıkılmaz. Merdivenin tam karşısında bir nişan balkayasına benzer dikkat edilir ise yaylı tuzak olduğu görülür. Bu mağra en tehlikeli mağralardan biridir.mağra içinde yerde de işaretlerimiz vardır bu mağradaki tuzaklara dikkat etmek gerekir. Mağr aiçinde su taşıyan sıra ile kızlar vardır. Arkalarında bir av köpeği bir tavuk yumurta üzerinde kuluçkaya yatmış önünde kırık bir istavroz resmi duvarda bir kurt başı resmi kurdun baktığı yerde mağra içinde kapak taşı kapak açılınca 2 oda dolusu büyük variyet buradadır. Mağara dışında bir kızılcık ve bir çınar ağacı vardır.bu dışarıdaki ağaçların üzerindeki tepeyi biraz geçersek batı tarafında ikinci tepe görünür burada tepenin yamacında Bizanslılardan kalma taş bir kilise vardır. Kilise içinde papazın durduğu taş mihrap önünde dışardan gelme bir taş içine bakılmalıdır. Kilisenin 15 adım aşağısında iki su kaynağı olup birinin suyu acı diğeri tatlıdır. Değirmenin bulunduğu dere 6-7 saat mesafede olup bu değirmenin suyu iki kaynaktan gelir birisi kuru dere olarak adlandırılır kışın su gelir yazın ise kurudur kaynaktan gelen suyun önü sek bozasın diye horasandan sıvanmış 2 metre duvar yapılmıştır. Değirmenin suyunun geldiği kaynak başında ki taş üzerinde bir tabanca resmi olacak. Su birinci taşı ve ikinci taşı da yalayarak üçüncü taşı dolanır değirmenin karanlık oluğuna iner. Dolandığı taş üzerinde bir haç resmi vardır. Bu haçın altında 40 adet gümüş para var. Değirmenin karanlık oluğu taş olacak ve zerinde kahve değirmeni resmi olacak. Değirmenin odasının iki duvarı dört kayadan olup kiriş atılan ağaçların yerleri tavan oyma olacak değirmen odasına 3 basamak ile çıkılır. Basamakların altına bakarsan 3 adet tabanca vardır. Biri rus diğeri Osmanlı diğeri ise bulgardır namluları altın işlemedir. Değirmenin karanlık oluğuna 9 basamak merdiven ile çıkılır bu merdivenlerin 8 tanesi kudretten biri yarım değirmen taşındandır. Bu yarım değirmen taşı altında 27 okka altın meblağ vardır. Değirmen önünde bir binek taşı var bu taşın 4 köşesinde delikler olup her delikte 20 adet altın vardır. Değirmen duvarında bir haç bu haçın bir metre doğusunu kazar isek burada gömülü olan parayı buluruz. Değirmen önünde 6 kişinin devirebileceği büyüklükte bir taş vardır. Bu taşı devirdiğimiz vakit altında bir kılıç olduğunu görürüz. Bu değirmen üzerinde büyük bir taş değirmen üzerine düşecek gibidir. Bu kaya düşerse değirmen harap olur. Değirmenin önünden bir patika gider. Bu patikadan bir kişi gidebilir. Bu patikanın yukarıda iki taş arasından bir kişi zorla geçer. Aralıktan geçince yarım değirmen taşı vardır. Buradaki bir diğer taş üzerinde sofra takımı vardır. Burası düzlük bir yerdir. Bu düzlükte 12 adet dikili durumda taş olup birisi siyah renktedir. Bu siyah taş altında çömlek içerisinde karışık para var. Değirmenin 50 metre yakınındaki çayırlıkta ancak bir araba yükü kadar ot alınabilir. Buranın kenarında abrayı andıran bir kaya var bu kaya üzerinde iki öküz resmi yapılmıştır. Öküzlerin ikisi kıç kıça vermiş olup birinin boynunda 7 kat dolalı zincir. Sarılı haldedir. Diğer öküzde ise bir çan vardır. Öküzlerin göğüsleri arası kazılmalıdır. Öküzlerin yakınında bir yapma çeşme vardır çeşmenin mihrabında bir köpek budu resmi vardır. Su içmek için eğildiğinde dizlerin yarım değirmen taşına değer. Bu çeşme çır çır çeşmesidir. Yarım değirmen taşının altında bir kahve değirmeni içinde değerli altın vardır. Bu çeşmenin üzerinde 3 adet taş olup ikisi birinin üzerine kapatılmıştır. Sağ tarafa doğru olan taşın bir karış altında parası vardır. Çır çır çeşmesine yakın devrilmiş kazana benzeyen bir siyah kaya var. Bu kaya üzerinde bir yengeç resmi olup bu kaya arkanı dayarsan çayırı görürsün. Taş ile çayır arası 150 adım gelir. Taş ile çeşme arasını adımlayıp tam ortasını bul buradaki bir taş üzerinde saz resmi var sazın 6 teli 7 burgusu var. Büyük para bu taş altındadır. Eğirmenin altında bir değirmen daha vardır. Bu ikinci değirmeni 135 adım geçtikten sonra bir burun var bu burunda topal ayı resmi mevcuttur. Topal ayının altı 1.5 metre genişlikte kaldırım taş ile döşenmiştir. Taşlar beyaz olup ayının altında bir taş siyahtır. Bu taşı kaldır. Ayının önünde bir adam boynuna sokulu bir çubuğu olacak ayının zinciri ayıcının beline dolalı ve ayıcının elinde def olacak. Ayının ayağı topal karnı gebe burada ayıyı seyreden 3 kadın birinin elinde mendil birinde meyve diğerinde çiçek vardır. Ayının karnı mücevher ile doludur. Derende coşkun bir su gelse bu su ayının ayakları dibine değer. Ayının karşısında kara kayalık var burada manda büyüklüğünde bir kaya üzerinde 12 fincan ve iki cezve bu bizim 1 çete başı ve 11 adamdan ibaret olduğumuzun ve bu variyetlerin bize ait olduğunun işaretidir.topal ayının üzerine buruna çıkarsak büyük bir kaya görülür bu kaya üzerinde şahin resmi olup bu kayanın kıblesine 200 adım gidersek bir araba resmi vardır. 4 tekerlekli bir tekeri dağılmış beygirlerden birinin ayağı kırılmış arabada kamçı sokulu arak tekere bir Çerkez kaması takılı bıçağın uzu karayı gösterir bıçağın gösterdiği tarafta atın topal ayağını ara altına bak arabanın altında da bir miktar altın var. Arabanın arkasında bir köpek olacak. Arabanın 300 adım ilerisinde 4 atlı resmi vardır. Baş taraftaki atlıyı yokla taşın deliğini bulursun. Bu atların altında gün batısında 400 adım ilerisinde dere olup bu dereyi takip edersek Bağdat yoluna ineriz bu derenin adı atlı deredir. Bağdat yoluna buranda indiğimizde 10 adım ileriden bir yığma ve bir mağra vardır. Mağranın kıble tarafında 3 mezar mezarların yanında horasanlı duvar ve bir yığma olacak. Toplu kantar bu mağaradadır. Kantarın iki topuzu olup birisi 45 birisi ise 90 okkada durur. Kantarın üzerinde ZEGU yazsısı vardır. Bununda üzerinde terzi makinesi vardır. Terzi makinesinin olduğu yerde mağra içinde terzi aletleri duvara işlenmiştir. Cetveli makası buradadır. Mağranın ağzını ortalar 3 adım içeri girersek bir çember görürüz.bu çemberin içi 45 okka altınla doludur. Kantarın üzerinden gün doğusuna gidildiğinde kayalık bir mevkiye gelinir. Buradaki kayalar üzerinde 3 gemi resmi vardır. İkisi devrik biri düz düz olan geminin 3 direk birisi kırık kırık olan yerde bir tüfek mermisi ile altın konmuştur. Geminin arkasında 3 basamak merdiven olup üzerinde martı kuşları uçar önünde su kovası vardır. Bu kovaya bakılırsa 500 akçe içindedir. Geminin merdivenlerinde bir şarap tası geminin önünde bir çan vardır. Geminin bir metre altı kapalı mağaradır. Bu mağra içinde 90 okka altın ve heykeller vardır. Ceneviz kalesinden bakarsak kudret kalesi görülür. Bu kalenin ortasında tek bir mezar mezarın ayak ucunda bir pınar olup mezarın altı kaldırımlıdır. Mezara 30 adım mesafede yassı bir taş olup üzerinde burgu resmi vardır. Bu burgu resminin gösterdiği yerdeki taşın altı doludur. Kudret kalesinden çıkarken sol tarafa döndüğümüzde bir kişinin yaya olarak yürüyeceği patika vardır. kudret deresinin ağzında sivri kayalar iki suyun karıştığı yerde sağ omuz yönünde sivri kayalar arasında mağara 3 basamakla girilecek bir mağara ağzı görülür. Bu mağaranın iki yanında alçıdan yapılma kadın memeleri olup parası içindedir kırılıp alınır. Mağaranın sağ tarafında bir insan kolu sol tarafında bir kılıç resmi vardır. Mağara içine girildiğinde oturmuş vaziyette bir derviş ve bir siyah taş var. Buranın parası siyah taş altındadır. Cenevizlerden kalan eşyalarda buradadır. Kudret kalesinin bir kurşun atımı mesafesinde kudret kayası vardır. Kudret kayasının ön tarafında oluklu kama kabartma oyuktan su akıtılırsa suyun aktığı yerin başında insan oturabilecek şekilde yapılmış bir koltuk taşı var buna oturup baktığın zaman halka görülür. Buranda şimale ( kuzey ) doğru yürüdüğün zaman önüne 3 toprak höyük gelir. Ortadaki höyüğü aç. Buradan gün doğusuna bakar isen köy bekçisi gibi bir kaya görülür. Buraya yakın birde saçaklı kaya vardır. Bu saçaklı kaya altına 40 at çekilebilir. Buraya at bağlama yeri dedik. Yağmur yağarsa atların sağrıları ıslanır. Buranın altı taş döşemedir. Kayanın 30 adım mesafesinde bir kerpeten çekiç resmi vardır. Çekiç kerpetenin kolları arasındadır para da bu kollar arasındadır. Ön tarafında 30 metrelik bir uçurum var. Bu kayanın üzerinde 14 adet nal olup hepsi alafrangadır. Bir tanesinin ortası deliktir bu nalı kazarsan kapak taşı bulursun kapağı aşıp aşağı ine sol tarafa bak orada istavroz olacak burayı kaz para burada. Kayanın yanında elma ağaçları var bu ağaçlar arasında bir ev kadar kaya var. Büyük malımız bu kayadadır. Bunun güney doğusunda bir avcı ve ceylan resmi vardır. Avcı nişan almış ceylan ona bakar vaziyette bu taşın önünde bir mezar var 7 heybe dolusu variyet burada taşın önünde gömülüdür. Buradaki mağaraların biri açık diğeri kapalıdır. Kapalı olanın ağzı kemerle çevrilmiş olup üstünde 7 adet delik deliklerinn altında kemerli olacak bu marağada civ civli tavuk var. Altı civ civ altında iki civ civ sağında iki civ civ ise tepesinde toplam 9 civ civ bir tavuk olacak. Başındaki civ civin içinde para olup bölgenin nişanıdır.

SİKKE


Define,definecilik,define işaretleri,define arama yolları,gizli defineleri arama,cinler büyü tılsım,define arama çubukları, ,gizemli defineleri çıkartma,define nasıl aranır hepsi burada.

Sikke (Arapçadan), belli bir ölçüye göre basılan madeni bir paradır ve ilkel çağlardan beri ticarette geçerli olan değiş-tokuş yöntemleri yerine daha kullanışlı bir değişim aracı olarak icad edilmiştir.

Tanım
Para, malların alımında ve satımında kullanılan değişim aracı biçiminde tanımlanabilir. Para, fiyatlar ile değerleri ifade eden bir araçtır. İnsanlar ve ülkeler arasında el değiştirerek ticari etkinliklerin yürütülmesini sağlar. Bununla birlikte temel bir zenginlik ölçüsüdür. Taşıma ve ölçme kolaylığı sağlamak gibi özellikleri bulunan paranın asıl önemi, biçiminden ve yapıldığı madenden çok mal ve hizmet alımında herkesin benimsediği bir ödeme aracı olmasıdır. Eskiden, aralarında deniz kabuğu, boncuk, taş ve sığırın da bulunduğu bazı değerli mallar para gibi kullanılıyordu. M.Ö. 8. yüzyılda Çin'de, para yerine çapa, tırmık gibi bazı tarım aletlerinin küçük modellerinin yapılıp kullanıldığı bilinmektedir.

Metal paraları inceleyen bilim dalına "nümizmatik" denir. Yunanca "nomisma" ve Latince "numisma" sözcüklerinden türetilmiştir. Osmanlıca'da bu kavram "ilm-i meskukat" ya da kısaca "meskukat" (Arapça 'sikke'den) olarak geçmektedir. İlk olarak Lidya'da bulunmuştur.
Sikkelerin Önemi
Eski metal paralar "sikke" biçiminde adlandırılırlar. Kazılarda, temel altında veya duvar harcı içinde bulunmuş herhangi bir sikke tabakayı kesin biçimde tesbit eder. Aynı zamanda devlet şeklini, bölgesini bildirir, hatta onların incelenmesinden sayısız tarihi olaylar ve gerçekler ortaya çıkar. Ortadan kalkmış şehirlerin isimlerini, kaybolmuş bir heykeli, yıkılmış bir binayı, o zaman var olan ancak bugün yetişmeyen bir bitkiyi, sikkelerdeki tasvirler sayesinde öğrenebiliriz.

Sikke, devletin resmi damgasıyla garantilenmiş, kullanımı kolay madeni bir alım aracıdır. Sikke, M.Ö. 7. yüzyılda Anadolu'da Lidyalılar tarafından icat edilmiştir. Altın ve gümüş karışımından meydana gelen elektrondan yapılmıştır. Bu doğal elektronu ilk kez altın ve gümüşe ayırarak sikke bastıran Krezüs'tür.

Sikkenin kâğıt paraya üstünlüğü madenindendir. Kağıt paranın maddesi değersizdir. Sikkenin hem yapım maddesi değerlidir, hem de daha kullanışlıdır. Bu nedenle daha çok tercih edilmiştir.

Sikkeler, yazılı belgeler ve arkeolojik bulgular ile birlikte incelendiğinde insanlara pek çok konuda bilgi verirler. Örneğin kentlerin ya da devletlerin zenginlik düzeylerine ışık tutarak ekonomi tarihine ışık tutarlar. Devletlerin hangi coğrafyada egemenlik kurdukları ya da ticari ilişkilerinin nereye kadar uzandığı yine bulunan sikkelerle anlaşılabilmektedir.

Sikkelerin ekonomik ve siyasi yaşama ilişkin bilgi vermenin yanısıra diğer bir yönleri de belgesel özellik taşımalarıdır. Sikkeler ve madalyonlar tarihsel kişilerin resimleri konusunda önemli kaynaklardır. Birçok tarihsel kişiliğin yüzleri bu sikkeler aracılığıyla bilinmektedir. Sikkelerde ayrıca devletle ilgili bilgiler, şehir adları, bina, heykel veya bitki tasvirleri bulunabilmaktadir ve bu yönüyle de önemlidirler.

Yapım Malzemesi

Eski çağlarda yapılan sikkelerde kullanılan başlıca metaller arasında altın, gümüş, bakır, altın ve gümüş karışımı olan elektron, tunç ve pirinç sayılabilir. Anadolu'da ilk metal paralar elektrondan yapılmıştır. Değerli metallerin para yapımında kullanılması 20. yüzyıla kadar sürmüş ancak kâğıt paranın yaygınlaşması ile yavaş yavaş terk edilmiştir. Günümüzdeki bozuk para ihtiyacı için yapılan metal paralarda nikel, bakır-nikel, tunç, alüminyum ve tunç-alümiyum gibi metal ve alşımlar kullanılmaktadır.
Paraların metalden yapılması, dayanıklılığının yanı sıra, metalin eritilip bir kalıba dökülerek biçimlendirilmesindeki kolaylıktan da geliyordu. Bu nedenle döküm, para basımının en önemli işlemlerinden biri olmuş, hatta pek çok yerde para yalnız döküm yoluyla üretilmiştir. Ancak içerisine daha değersiz metaller karıştırarak paranın değerinin düşürülebildiği, böyle bir paranın da ilk bakışta gerçek değerde olandan ayırt edilemediği anlaşılınca, bu durumu önlemek için farklı yöntemler denenmeye başlanmıştır.

M.Ö. 7. yüzyılda Batı Anadolu'da para, eriyik haldeki metalin düz bir yüzey üstüne dökülmesiyle yapılıyordu. Altları düz olan bu paraların üsleri metal eriyiğindeki yüzey gerilimi nedeniyle hafif yuvarlak oluyordu. Bunu düzeltmek için çekiç ya da tokmak gibi aletler kullanılıyordu. Bir süre sonra bu aletlerin üzerindeki girinti ve çıkıntıların paranın üstünde iz bıraktığı fark edilince, bunun düşük değerde para basımını engellemekte kullanılabileceği düşünüldü. Ardından paranın üstüne, değişim değerinin resmen onaylanması anlamına gelen yönetici ya da devlet işaretleri işlenmeye başlandı.

Eski çağlardan günümüze ulaşan para kalıplarının çoğu tunçtan yapılmıştır. Romalıların demir kalıplar da kullandığı bilinmektedir. Alt kalıbın içine yerleştirilen metalin üstüne, bir sapın ucundaki üst kalıp konulup çekiçle vurularak arada kalan madene hem ince pul biçimi verilir, hem de istenen işaretler işlenirdi. Vurmaya dayanan bu para basma yönteminde bir süre sonra metal eriyiği doğrudan alt kalıbın içine dökülmeye başlandı. Bu yöntemle, alt kalıp bozulmadan 10-20 bin para basılabileceği, çekiç darbelerinden direk olarak etkilenen üst kalıbın ise bunun yarısı kadar para basımına elvereceği bilinmektedir. Bir kalıpta bir kişinin çalıştığı küçük darphanelerde saatte 100 tane sikke yapılabileceği bilinmektedir.

Kalıplarda yapılan değişiklikler paraların biçiminin yanısıra üretim ekniklerini de etkiledi. Sasaniler döneminde İran'da 220'den sonra ince kalıp kullanıldı. Bu da hem daha ince paraların yapılmasına, hem de bunların üstündeki kabartmaların daha alçak tutulmasına yol açtı. Bizans aracılığı ile Avrupa ülkelerine geçen bu yöntem, Charlemegne'ın bastırdığı paralarda da kullanıldı. Bazı Frank ve Sakson krallıklarında da aynı paranın üstüne, her biri yalın işaretler taşıyan birkaç kalıpla baskı yapılır, böylece daha karmaşık bir kabartma elde edilirdi. Avrupa metal paralarında hem kabartma, hem de oymalar bulunurken, İslam ülkelerinin paralarında oyma daha ağır basmaktaydı.

Gümüş para yapımında, önce gümüş ince bir katman biçiminde dökülür, sonra da eriyik tam soğumadan çekiçle istenilen kalınlığa getirilirdi. Aşağı yukarı 10. yüzyılda gerçek para boyutlarından biraz daha büyük dörtgen parçalar hazırlanmaya, daire biçimindeki kalıbın içine yerleştirilip sıkıştırıldıktan sonra yanlardaki fazlalıklar kesilerek alınmaya başlandı. Metal para bastırmak karşılığında kullanılan "sikke kestirmek" deyimi buradan gelmektedir.

15. yüzyılda para basımının hızlanması, daha iyi kalıpların yapılmasına yol açtı. Bunlardan biri demir kalıptı. Kalıbın içine karbon konup fırına veriliyor, bu da onun çaliğe dönüşerek daha sertleşmesini sağlıyordu. Paraların kenarının kesilip değerlerinin düşürülmesi tehlikesine karşı da buraya çentikler yapmak, tırtıklar açmak ya da bir yazı kazımak gibi önlemler uygulanıyordu. Ayrıca kalıpları, çekiçle vurmak yerine vida ile sıkıştırarak üstlerindeki işaretlerin paraya geçmesini sağlayacak yöntemler de geliştirildi. Bu yöntem 16 yüzyılda İtalya ve İngiltere'de de kullanıldı. 16. yüzyılda Almanya'da döner kalıplar geliştirilmeye başlandı. Bunlar üstüne kabartma yapılacak metali kendi kendine içine alıp baskıdan sonra da dışarı çıkaran eğri yüzlü kalıplardı. Bu yöntemle para yapılacak metalin kalıplara küçük parçalar biçiminde tek tek yerleştirilmesi yerine, baskı yürüyen bir bant üstünde yapılarak üretim hızı artırılabiliyordu. Daha sonra baskıda çekiç yerine vida ile sıkıştırma yöntemi kullanıldı. Bu teknik 18. yüzyıla kadar kullanıldı.

19. yüzyılda geliştirilen buhar makinesi kısa sürede para yapımında kullanılmaya başlandı. Kalıplar için ise niteliği yükseltilmiş çelikten yararlanılmaya başlandı. Günümüzde kalıpların yapımı, paraların basımı gibi işlemler elektrikli makinelerle gerçekleştirilmekte, kullanılan metallerin özelliklerini ve niteliklerini belirlemek, basılan paraların denetimini yapmak için de bilgisayarlardan yararlanılmaktadır. Çeşitli eritme ve arıtma süreçlerinden geçirilen metaller dakikada yüz metal para basan makinelere gelmekte, basımdan sonra, artanlar ya da eskimiş paralar yeniden üretilmek üzere fırınlara gönderilmektedir. Bir kalıpla 200 binden fazla para basılabilmektedir.

İslam ülkelerinde dinar (altın) dirhem (gümüş) ve fels (bakır) olmak üzere üç tür metal para kullanıldı. Yüzyıllarca Roma, Bizans ve Sasani paralarının sürümde kaldığı Ortadoğu'da ilk İslam parası Halife Ömer döneminde (634-644), Sasani paraları üstüne İslama özgü bazı işaretlerin kazınması ile oluşturuldu. Emevi halifesi I. Muaviye, Sasani paralarına kendi kılıçlı tasvirini koydurttu. Halife Abdülmelik ise 693'te bir yüzünde kendi resminin bulunduğu ilk İslam dinarını bastırdı. Bu paranın öbür yüzünde kelime-i tevhid yazılıydı. 694'te Emevi eyaletlerinde gümüş İslam paraları basılmaya başladı. Emevi Dinarı, Bizans solidosuna eşit saf altın, dirhem de saf gümüştü. Metal paraların üzerine hükümdar ve halifelerin adlarının yazılmasını ilk kez Emeviler uyguladı. 9. yüzyılda İslam sikkelerinin biçimi temel kurallara bağlandı. Paranın üstüne egemenliği tanınan halifenin ve hükümdarın adı, sultanın ya da melikin kendisinin ve babasının adı, hükümdarlık unvan ve lakapları, kelime-i tevhid, paranın basıldığı kent ve basım yılı yazılmaya başlandı. Halifeden ve sultandan bağımsızlık izni alan küçük beyler de adlarını taşıyan sikke bastırmayı egemenliklerinin gereği sayıyorlardı. Örneğin parasındaki özel unvanları arasında "ed-devle" ile biten bir tamlamanın bulunması o hükümdarın bağımlılığını, "ed-dünya" sözünü içeren bir unvanın bulunması ise bağımsızlığını belli ediyordu. Bunun gibi "melik", "sultan", "emir" unvanlarının da siyasal anlamları vardı. Bu unvanları tamamlayan "el-kamil", "el-adil", "ebu'l-muzaffer", "ebu'l-feth", "el-gazi" gibi lakaplar da siyasal, dinsel ve askeri anlamlar taşıyordu. Karahanlılar, Samaniler ve Büyük Selçuklular'daki bu gelenek başka devletlere de yayıldı. Müslüman olmayan komşu devletlerle sürdürülen ticaret ilişkileri, insan tasvirli İslam sikkelerinin de çıkarılmasına yol açtı.

İlk Osmanlı gümüş parası akçenin 1326'da Orhan Gazi adına kesildiği kabul edilir. Ancak babası Osman Gazi döneminde basılmış bir akçe parçası da bulunmuştur. I. Beyazid gümüş ve bakır Osmanlı paraları için düzenlemeler getirdi. II. Mehmed dönemine kadar akçe ve pul denilen sikkelerle Venedik Dukası sürümdeydi. II. Mehmed 1447'de sultani olarak bilinen ilk Osmanlı altınını bastırdı. İlk tuğralı Osmanlı paraları III. Mehmed adına basıldı. 1625'te alınan "tashih-i sikke" kararından sonra kuruş, 1640'ta da para adı verilen metal paralar basıldı. 1687'de sikkelerin hepsine darphane damgası vurulması kararlaştırıldı. 18. yüzyılın başında Osmanlı piyasasında cedid, İslambol, şerifi gibi yerli altın paralardan başka yaldız, frengi, esedi, zolata, Abbasi, tümen gibi yabancı altın ve gümüş paralar da sürümdeydi. Yerli ve yabancı paraların pariteleri arasındaki fark altın ve gümüş kaçakçılığına yol açıyor, bu durum da ekonomiyi sarsıyordu.

18. yüzyılın ikinci yarısında "zer-i mahsub" serisi altın ikilik, üçlük, beşlik ve onluklar çıkartılırken, üstlerine "duribe fi Konstantiniye" yerine "duribe fi İslambol" ifadesi konuldu. 19. yüzyılda dünya piyasalarında altının giderek değer kazanması nedeniyle metal paraların paritelerinin sık sık yeniden belirlenmesi gerekti. II. Mahmud'un (1808-39) son yıllarında Osmanlı sikkelerinin basımı ve birimleri konusunda köklü yenilikler gerçekleştirildi. Abdülmecid 1840'ta çıkardığı bir fermanla bütün metal paraların yenilenmesini istedi. Darphanede sarkaç sistemine geçildi. 22 ayar, yüzlük serisi altın ve gümüş Mecidiyeler çıkarıldı. Bakır sikkeler de 5, 10, 20 ve 40 para olarak basıldı. Maliye Nezareti içinde kurulan Meskukat-ı Şahane İdaresi altın ve gümüş fiyatlarındaki değişmeleri de dikkate alarak Osmanlı Mecidiyesi'ne göre eski Osmanlı ve yabancı paraların kurlarını belirliyordu. Osmanlı Bankası'na banknot çıkarma yetkisinin verilmesinden (1863) sonra, 1881'de Meskukat-ı Osmaniye Kararnamesi yayınlandı. 26 Mart 1916'da çıkarılan Tevhid-i Meskukat Kanunu'yla Osmanlı metal paraları altın, gümüş ve nikel olarak belirlendi. Cumhuriyet'in ilk yıllarında Osmanlı metal paraları sürümde kaldı. 1924 ve 1925'te çıkarılan 411 ve 624 sayılı yasalarla altın ve gümüş para sistemine son verildi.

Nümismatik sözcüğü; klasik çağ Yunancasında "nomos" (kanun) ve "nomisma" (gelenek, ölçü ve sikke) anlamına gelen sözcüklerden türetilmiştir ve sikke bilimi anlamına gelmektedir. Bu bilim dalı sikkenin her türü ve biçimiyle ilgilenir. Kendisine uğraşı alanı olarak nümismatiği seçen ve bilimsel yaklaşımlarla sikkeleri inceleyen kişilere de nümismat denir.

Sikkeler; ilk basılışlarından bu yana, yüzyıllar önce yaşamış toplumlar hakkında bilgiler veren ve tarihi konuşturan belge niteliğindeki nesnelerdir. Bu özellikleri nedeniyle bu nesnelerin incelenmesi bir bilim dalı olarak kabul görmüş ve nümismatik bilimi doğmuştur.

İlk kez 2600 yıl önce Batı Anadolu'da basılan sikkeler, birbirinden bağımsız olarak yalnızca birkaç toplumda; Anadolu'da, Hindistan'da ve Çin'de ortaya çıkmıştır. Bu nedenle sikke biliminde üç ayrı gelenekten ya da ekolden söz etmek mümkündür.

Yeryüzünün Anadolu-Akdeniz havzası ve Ortadoğu bölgelerini kapsayan bölümünde çeşitli zaman dilimlerini kapsayan sınıflandırmalar da yapılmaktadır. Örneğin sikkenin icadından Bizans Devletinin sonuna kadar basılan sikkeler "Antik Nümismatik" adı altında incelenirken, orta çağ İslam Devletleri ve Osmanlı İmparatorluğu dönemi sikkeleri "İslami Nümismatik" adı altında incelenir...

DEĞERLİ MADENLER//TÜRKİYEDE MADENLER VE BULUNDUKLARI BÖLGELER.

TÜRKİYEDE MADENLER ve BULUNDUKLARI BÖLGELER.

TÜRKİYE'DE MADENLER VE ENERJİ KAYNAKLARI
Başlıca Maden Çeşitleri
UYARI : Madenlerin oluşumu, çeşidi ve rezervleri arazinin jeolojik yapısına ve oluştuğu jeolojik zamana bağlıdır. Türkiye'de 1. zamandan, 4. zamana kadar oluşmuş araziler vardır. Volkanik faaliyetlerin sık olduğu 3. zamanda oluşan arazi geniştir. Bu nedenle krom, demir, bakır, kurşun, pirit gibi volkanik oluşumlu madenler çoktur.
Demir : Demir - çelik endüstrisinin en önemli hammaddesidir. Türkiye demir cevheri rezervleri bakımından oldukça zengindir. Hemen her bölgemizde demir cevherine rastlanmıştır. Ancak bu yataklardan 60 kadarı işletilebilmektedir. Bakır : Tarih öncesi çağlarda insanların ilk kullandığı madenlerden biridir. Bakır rezervleri yerkabuğunun volkanik oluşum gösteren bölgelerinde yaygın olarak bulunmaktadır. Saf bakır üretimi ülke gereksinimini karşılamadığı için dışarıdan saf bakır alınır.
Krom : Çok sert, iyi cilalanabilen ve paslanmayan bir madendir. Volkanik alanlarda yaygındır. Makine ile motor endüstrisinde ve paslanmaz çelik yapımında kullanılan önemli bir madendir. Günümüz verilerine göre, Dünya krom üretiminde Türkiye 4. sıradadır. Yurtdışına satılan önemli bir madenimizdir.
Bor Mineralleri (Boraks) : Kimya endüstrisinin en önemli hammaddesidir. Türkiye rezerv bakımından Dünya'da ilk sırada yer alır. Ancak üretimi ve dış satımı az olduğundan ekonomiye katkısı da azdır.
Kükürt : Yapay gübre üretimi ve tarım ilaçları başta olmak üzere kimya endüstrisinde kullanılır. En büyük rezervlerimiz Göller Yöresi'ndedir. Üretim, tüketimin az bir bölümünü karşılayamaz. Bu nedenle yurtdışından da alınmaktadır.
Boksit : Ülkemizin en zengin rezerve sahip olduğu madenlerden biridir. Boksit işlendikten sonra alüminyum elde edilir. Endüstride demir cevheri ürünlerinden sonra en fazla tüketilen maden durumundadır. Özellikle uçak gövdelerinin yapımında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Volfram (Tungstein) : Uzay ve savaş endüstrisinde kullanılan, az bulunan madendir. En zengin rezervler Uludağ'dadır.
Manganez : Türkiye'de dağınık yataklar halindedir. Saf olarak bulunmaz. Üretim tüketimi karşılamadığından dışarıdan satın alınır.
Civa : Doğada sıvı halde bulunan tek madendir. Tıpta ve fotoğrafçılık alanında kullanılır.
Zımpara Taşı : Metamorfik taşlar içinde bulunan, kullanım alanı geniş olan bir madendir. En zengin rezervler Ege Bölgesi'ndedir.
Tuz : Tat vermek için yemek tuzu ve bakterilerin çoğalmasını önlemek için tuzlama tuzu olarak kullanılır. Ancak son yıllarda kimya endüstrisinin önemli bir hammaddesi konumuna gelmiştir. Tuz Gölü ve İzmir-Çamaltı, tuz rezervlerinin en fazla olduğu yerlerdir.
ENERJİ KAYNAKLARI
Taşkömürü : Ülkemizin en geniş taşkömürü havzası Batı Karadeniz Bölümü'ndedir. Buradaki taşkömürü havzaları I. Jeolojik zamanda oluşmuştur. Demir - Çelik endüstrisinde enerji kaynağı olarak kullanılan taşkömürü, aynı zamanda kimya endüstrisinin de hammaddesidir. Yıllık üretim 4-5 milyon ton dolayındadır. Üretim Türkiye'nin gereksinimini karşılayamaz.
Linyit : Türkiye'de rezervi en zengin olan enerji kaynağıdır. Hemen her bölgemizde az çok linyit yatakları bulunmaktadır. Çoğunlukla yakacak olarak ve termik santrallerde değerlendirilir. En büyük linyit havzası Afşin-Elbistan'dadır. Yıllık net üretim 40 milyon tonu bulmaktadır. Üretim ve tüketim aynı hızla artmaktadır.
Petrol : Dünya ekonomisinin en önemli enerji kaynaklarından birincisi durumundadır. Ancak Türkiye petrol rezervleri bakımından pek zengin değildir. Türkiye'nin önemli petrol yatakları Güneydoğu Anadolu'da bulunmaktadır. Türkiye'nin yıllık üretimi 2,5-3 milyon ton dolayındadır. Üretilen petrol ülke gereksinmesinin en fazla % 20'sini karşılayabilmektedir. Bu nedenle yurtdışından alınanlar arasında petrol ilk sırada yer alır.
Doğalgaz : Trakya'da petrol arama amacıyla açılan kuyulardan çıkarılmaktadır. Doğalgaz alanlarından diğeri de Güneydoğu Anadolu'da Mardin-Çamurlu'dur. Üretim tüketimi karşılayamadığı için dışarıdan alınmaktadır.
Jeotermal Enerji : Yerkabuğunun içinde ve daha derinlerde potansiyel enerji birikimi vardır. Bu nedenle sıcak olan subuharı sondaj yolu ile yüzeye çıkarılır ve elektrik enerjisi üretiminde kullanılır. Türkiye'nin ilk jeotermal elektrik santrali Denizli-Saraköy'de kurulmuştur.
Su gücü : Tükenmez ve yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. Türkiye su gücü bakımından yaklaşık 400 milyar kwh'lık bir potansiyele sahiptir. Doğu Anadolu Bölgesi akarsularının yatak eğimleri fazla olduğundan, hidroelektrik potansiyeli en yüksek olan bölgemizdir. Türkiye elektrik üretiminin % 45'lik bölümü hidroelektrik santrallerden karşılanmaktadır. GAP tamamlandıktan sonra elektrik santrallerin üretiminde su gücünün payı artış gösterecektir. Güneş Enerjisi : Türkiye Güneş enerjisinden yararlanmak için gerekli iklim koşullarına sahiptir. Akdeniz ve Ege bölgeleri ile İç ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde Güneş enerjisi değerlendirilmektedir. Nükleer Enerji : Atom enerjisi adı da verilen bu enerjinin kaynakları uranyum ve toryumdur. Ancak bu kaynaklardan elektrik enerjisi üretiminde yararlanılmamaktadır.

Madenler ve Enerji Kaynaklarının Türkiye Ekonomisindeki Yeri
Türkiye'nin her bölgesinde çeşitli madenler bulunmaktadır. Ancak tüm madenlerimiz yeterince işletilmemektedir. Madenlerimizin bir bölümü çok eskiden beri bilinmekte, hatta yabancı şirketler tarafından işletilmekteydi. Ancak madenlerimiz hakkında yeterli bilgi yoktu. Cumhuriyet döneminde madenlerin teknik ve bilimsel yöntemlerle araştırılması için Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü kurulmuştur. Çıkarılan madenlerimiz hem iç piyasada değerlendirilmekte hem de yurtdışına satılmaktadır
ALbaTRoS
28-09-2006, 18:03
MADENCİLİK
Ekonomik değeri olan mineral ve elementlere maden denir.
Türkiye’de madencilik faaliyetleri 1935 yılında kurulan MEA ve Etibank tarafından yürütülmektedir.MEA araştırma yapar, Etibank ise bulunan madeni işletir.Madenlerin oluşumu ile jeolojik devirler arasında ilişki vardır.Örneğin, volkanik olaylarla krom, kurşun, pirit, manganez, elmas gibi madenler, iklim değişmesiyle kayatuzu, jips gibi madenler ilişkilidir.
Bir madenin işletilmesi için;
- Rezervin yeterli olması, - Sermayenin yeterli olması,
- Kalifiye ve teknik elemanın bulunması. - Ulaşımın kolay olması,
- Maden rezervi içinde saf maden oranının yüksek olması gerekmektedir.
Maden rezervi: Toprak altında bulunan saf madendir.
Maden cevheri: Ekonomik değer taşıyan mineral ve elementlerdir.
Maden filizi: Toprağın altında diğer minerallerle bileşik oluşturan maden cevherine denir.
Maden tenoru: Madenin taş ve toprak içindeki yüzde olarak oranına denir.
Tuvanön cevheri: Topraktan çıkarılmış, fakat işlenmemiş madene denir.
Başlıca Madenlerimiz
1. Demir: Sanayinin en önemli madenidir.Türkiye’de çıkarılan demir madeni, Ereğli, Karabük ve İskenderun Demir Çelik Fabrikası’nda işlenir.Demir madeni çıkarılan yerler: Malatya çevresi (Hekimhan, Divriği, Çetinkaya), İç Anadolu’da (Kayseri, Sivas), Akdeniz’de (Adana-Saimbeyli, Hatay), ayrıca Edremit, Eymir, Doğu Karadeniz’de (Fundacık) çıkarılır.Dünyada ise BDT, ABD, Hindistan ve Avustralya önde gelir.
2. Bakır: Elektrik ve elektronik sanayinin hammaddesidir.Bir kısmı ihraç edilir.Çıkarılan yerler: Kastamonu (Küre), Artvin (Murgul), Elazığ’da (Ergani) çok miktarda çıkarılmaktadır.Bakırlar Samsun, Murgul ve Ergani’de işlenmektedir.Dünyada ise Türkiye, ABD, Rusya ve Şili önde gelir.
3. Krom: Demirin sertleşmesinde ve paslanmaz çelik üretiminde kullanılır.Çıkarılan yerler: Muğla (Fethiye, Köyceğiz, Dalaman), Mersin, Adana ve Elazığ (Guleman)’dır.Krom Antalya Ferra-Krom Tesislerinde işlenmektedir.Dünyada ise GAC, Rusya ve Türkiye önde gelir.
4. Alüminyum (Boksit): Otomobil ve uçak sanayinde, inşaat sektöründe, mutfak eşyalarının yapımında ve elektrikli araçlarda kullanılmaktadır.Çıkarılan yerler: Konya (Seydişehir), İskenderun (Islahiye), Muğla (Milas), Gaziantep, Antalya ve Adıyaman’dır.Dünyada en fazla Avustralya, Yeni Gine, Çin ve ABD’de çıkarılır.
5. Altın: Süs ve ziynet eşyası yapımında kullanılan altın, eskiden para olarak kullanılmaktaydı. Çıkarılan yerler: Antakya, Niğde, Balıkesir, Kütahya, Bursa, İzmir ve çevresidir.Dünyada ise Yeni Gine’de çıkartılır.
6. Bor Mineralleri: Jet ve roket yakıtı, emaye, porselen, cam üretiminde, fotoğrafçılıkta kullanılır.Çıkarılan yerler: Balıkesir (Bigadiç, Sandıklı, Susurluk), Eskişehir (Seyitgazi), Kütahya (Emet) ve Bursa’dır.Dünyada ise Türkiye, ABD ve BDT önde gelir.Kullanım alanının yaygın olmaması nedeniyle ekonomimize katkısı azdır.
7. Civa: Tek sıvı madendir.Zirai ilaçların yapımında, altın çıkarımında, kağıt ve suni gübre üretiminde, boya ve asit sanayinde kullanılır.Dünya üretiminde birinci sırada bulunmaktayız.Çıkarılan yerler: İzmir (Karaburun-Ödemiş), Manisa-Alaşehir ve Konya (Sarayönü)’dür.
8. Kükürt: Zirai ilaçların yapımında, sülfürik asit üretiminde ve muhtelif kimya sanayinde kullanılır.Çıkarılan yerler: Isparta (Keçiborlu), Kütahya (Simav), Denizli (Sarayköy)’dür.
9. Kurşun-Çinko: İkisi karışık halde bulunur.Silah sanayi ve paslanmaz metal üretiminde kullanılır.En fazla Giresun, Sivas, İzmir, Kayseri ve Elazığ’da (Keban) çıkarılır.
10. Antinom: Cephane yapımında, cam ve seramik sanayinde, renklendirme işlerinde kullanılır. En fazla Balıkesir, Kütahya, Bursa, İzmir ve Tokat’ta çıkarılır.
11. Asbest (Amyant): Öz ısıya dayanıklı eşyaların yapımında kullanılır.Kansorejen olması nedeniyle kullanımı sınırlıdır.En fazla Erzincan, Kars, Ağrı, Malatya, Sivas ve Uşak’ta çıkarılır.
12. Barit: Çeşitli boyaların yapımında ve sondaj çalışmalarında kullanılır.Isıyı emme ve soğutma özelliği taşır.Cam sanayinde kullanılır.En fazla Antalya, Mersin, Adana ve Elazığ’da çıkarıtılır.
13. Fosfat: Suni gübrenin hammaddesidir.Dünyada Fas, Tunus ve Cezayir’de çıkartılır.Ülkemizde Mardin’den (Mazıdağı) çıkartılır.Yeterli olmadığı için ithal edilir.
14. Wolfram: Sert olduğu özel sanayi çeliği olarak kullanılır.Demiryolu, iş makineleri, uçak, gemi ve uzay araçları yapımında kullanılır.En fazla Bursa (Uludağ), Kırıkkale (Keskin), Elazığ (Keban) ve Niğde’de çıkartılır.
15. Lüle taşı: Pipo ve süs eşyası yapımında kullanılır.Dünyada ve Türkiye’de sadece Eskişehir’de çıkarılır.
16. Manganez: Çeliğin sertleştirilmesinde kullanılır.Ray ve karayolu araçları, köprülerin yapımında kullanılır.En fazla Uşak, Afyon, Burdur, Muğla, Artvin, Adana, Antep, Sivas, Erzincan ve Trabzon’da çıkarılır.
17. Nikel: Sanayide demir, bakır, alüminyum ile alaşım yapımında kullanılır.Tuzlu suya dayanıklıdır.Bu nedenle gemi yapımında kullanılır.Ülkemizde Manisa ve Turgutlu’da çıkarılır.
18. Oltu taşı: Tesbih ve süs taşı olarak kullanılır.Erzurum’un Oltu ilçesinde çıkarılır.
19. Zımpara taşı: Zımpara yapımında kullanılır.Ülkemizde İzmir (Karaburun, Urla, Çeşme, Ödemiş) ve Muğla’da (Milas) çıkarılır.
20. Tuz: Kayalardan, göl ve deniz gibi durgun sulardan elde edilir.Tuz üretiminin %30’u Tuz Gölü’nden, %10’u kayalardan, geri kalanı da İzmir Çamaltı Tuzlası’ndan elde edilir.
21. Mermer: Heykel yapımında, inşaat işleri ve süslemede kullanılır.Ülkemiz mermer bakımından zengindir.Afyon, Kütahya, Marmara Adaları, Kırşehir, Tokat, Bitlis ve İzmir’de çıkarılır.
ENERJİ KAYNAKLARIMIZ
1. Taş kömürü: I. zamanda oluşmuştur.Enerjisi yüksektir.Demir-çelik sanayinin hammaddesidir. Ülkemizde Zonguldak’ta (Ereğli, Kozlu, Kilim) çıkarılır.Dünyada en fazla ABD, BDT, Polonya, G. Afrika, Avustralya ve İngiltere’de çıkarılır.İngiltere, Fransa ve Almanya bugünkü kalkınmışlık seviyesine gelmesini taşkömürüne borçludur.
2. Linyit: Kalorisi düşüktür.En zengin enerji kaynağıdır.III. zamanda oluşmuştur.Evlerin ısıtılmasında kullanılır.En çok elektrik enerjisi linyit ile çalışan termik santrallerden elde edilir.Çıkarılan yerler: Kütahya (Tunçbilek, Değirmisaz, Tavşanlı, Seyitömer), Muğla (Yatağan), Manisa (Soma), Afşin, Elbistan, Amasya (Çeltek), Ankara (Çayırhan) ve Çanakkale (Çan)’dır.
Termik Santraller:
- Kahramanmaraş (Afşin-Elbistan) - Kütahya (Seyitömer-Tunçbilek)
- Zonguldak (Çatalağzı) - Muğla (Yatağan)
- Manisa (Soma) - İstanbul (Ambarlı)
3. Doğalgaz: Geleceğe yönelik önemli enerji kaynağıdır.Ülkemizde az da olsa Trakya’da (Kırklareli, Babaeski, Lüleburgaz) çıkarılır.Ülkemizde son yıllarda büyük kentlerde doğalgaz kullanımı artmıştır.Rusya ithal etmekteyiz.
4. Petrol: Ülkemizde ilk petrol 1940 yılında Raman’da bulunmuştur.Petrol üretimimiz tüketimimizin sadece %25’ini karşılamaktadır.Çıkarılan yerler: Raman, Mardin, Adıyaman ve Diyarbakır çevresidir.En fazla ithalatta bulunduğumuz ülkeler İran, Irak, Arabistan, ABD, Rusya ve Venezuella’dır. Ülkemizde petrol arama işlerini TPAD yürütmektedir.En fazla petrol üreten ülkeler: Orta Doğu Ülkeleri, Orta Asya Ülkeleri, ABD, Çin, İngiltere, Kanada ve Meksika’dır.
5. Uranyum ve Toryum: Nükleer enerji kaynağıdır.MTA’nın belirlediğine göre ülkemiz uranyum yönünden zengindir.Manisa-Gördes’te toryum, Aydın-Söke, Yozgat-Sorgun, Giresun ve Rize’de ise uranyum çıkartılır.Dünyada 600 civarında nükleer santral vardır.Örneğin komşularımızdan Bulgaristan, Ermenistan, Ukrayna ve BDT’de bulunmaktadır.
6. Jeotermal enerji: Buhardan elde edilen enerjidir.Ülkemizde Denizli (Sarayköy), Aydın (Germencik) ve Afyon’da (Göcek) bulunmaktadır.
7. Hidroelektrik enerji: Akarsular üzerinde barajlar yapılarak elde edilen enerjidir.Avrupa’da Norveç’ten sonra ikinci sırada bulunmaktayız.Doğu Anadolu enerji potansiyeli açısından birinci sıradadır. Yapımı tamamlanmış doksan kadar barajımız vardır.
- Enerji üretiminde termik santrallerde üretilen enerjinin payı hidroelektrik santrallerinkinden daha fazladır.
- Termik santrallerin çalıştırılmasında kullanılan yakıt taşkömürü, fuel-oil, motorin ve linyittir.
- Hamitabat ve Ambarlı Termik Santralleri doğal gazla çalışmaktadır.
ALbaTRoS
28-09-2006, 18:03
MADENCİLİK ve ENERJİ KAYNAKLARI
A. MADENCİLİK
Yerkabuğunun farklı derinliklerinden çıkarılan, ekonomik değer taşıyan mineral ve elementlere maden denir. Türkiye’de madencilik faaliyetleri 1935 yılında kurulan M.T.A. ile özel sektör tarafından yürütülmektedir.
Türkiye’de çıkarılan önemli madenler
En zengin demir yataklarımız, Divriği (Sivas), Hekimhan ve Hasançelebi (Malatya), Edremit (Balıkesir), Dikili ve Torbalı (İzmir) ve Simav (Kütahya) çevresinde bulunmaktadır.
Ereğli, Karabük ve İskenderun’da demir - çelik fabrikaları bulunmaktadır.
Bakır: Ülkemizin en zengin madenlerinden biri olan bakır yatakları, çoğu kez kurşun ve çinko ile birlikte bulunur. En önemli bakır yataklarımız Karadeniz Bölgesi’nde bulunur. Murgul (Artvin), Küre (Kastamonu), Çayeli (Rize) ve Köprübaşı (Giresun) bu bölgedeki başlıca yataklardandır. Ayrıca Maden (Elazığ) ve Ergani (Diyarbakır)'de de bakır yatakları mevcuttur.
Krom: Paslanmayan ve çok sert bir maden olduğundan, madeni eşya yapımında ve kaplamasında kullanılır.
Krom yatakları altı ana bölgede toplanmıştır.
• Fethiye, Köyceğiz, Denizli
• Alacakaya (Guleman) (Elazığ)
• Bursa, Eskişehir
• Adana, Kayseri, Mersin
• İskenderun, Kahraman Maraş, İslahiye
• Kopdağı (Doğu Anadolu)
Krom madeni Antalya ve Guleman’daki ferro-krom tesislerinde işlenmektedir.
Boksit: Alüminyumun hammaddesi olan boksit çok hafif olduğundan uçak sanayiinde, otomobil, ev, elektrik malzemesi yapımında kullanılır.
Boksit yatakları Seydişehir (Konya), Akseki (Antalya) İslahiye (Gazi Antep) ve Milas (Muğla) civarında bulunur. Buralarda çıkarılan boksit, Seydişehir alüminyum tesislerinde işlenmektedir.
Bor Mineralleri: Ülkemiz bor rezervi bakımından Dünya’nın en zengin yataklarına sahiptir. Bu nedenle, bor madeninin çoğu ihraç edilmektedir. Bor madeninden elde edilen boraks ve asit borik nükleer alanda, jet ve roket yakıtında katkı maddesi olarak, ayrıca sabun, tekstil, cam, kâğıt sanayii, vb alanlarda kullanılır.
Bor mineralleri Balıkesir, Susurluk, Bigadiç çevresi ile Kütahya, Emet ve Eskişehir çevresinde çıkarılır. Çıkarılan mineraller Bandırma’daki tesislerde işlenir.
Kükürt: Kükürt gübre, kimya ve boya sanayiinde kullanılır. Ayrıca kauçuğun işlenmesinde ve sülfirik asit üretiminde de kullanılır.
Ülkemizde kükürt yatakları Keçiborlu (Isparta) ve Milas (Muğla) çevresinde bulunmaktadır.
Zımpara Taşı: Çeşitli kesici, torpüleyici ve silici aletlerin yapımında kullanılan zımpara taşı yönünden ülkemiz çok zengindir. Tire (İzmir), Manisa, Söke (Aydın), Milas (Muğla) ve Tavas (Denizli) da çıkarılır.
Barit: Suda erimeyen bir maden olduğundan boya, deri, kimya, cam ve kauçuk sanayiinde kullanılır. Ülkemiz barit yatakları bakımından zengin sayılır. Antalya, Muş, Gazi Antep ve Eskişehir çevresinde barit yatakları bulunmaktadır.
Tuz: Türkiye tuz yatakları bakımından son derece zengindir. Kaya tuzu yatakları üçüncü jeolojik zamanda, kapalı göl havzalarında suların buharlaşması ile oluşmuştur. Son yıllarda tuz üretimimiz üç kat artmıştır.
Türkiye’deki tuz üretiminin çoğu, Tuz Gölü ile İzmir Çamaltı tuzlasından sağlanır. Kaya tuzu yatakları, Çankırı, Kars, Iğdır ve Nevşehir çevresinde bulunmaktadır.
Cıva: Tek sıvı madendir. Zirai ilaç yapımında, kâğıt sanayiinde, suni gübre üretiminde ve boya sanayiinde kullanılır. Türkiye’de Sarayönü (Konya), Ödemiş (İzmir), Manisa ve Uşak çevresinde çıkarılmaktadır.
Kurşun - Çinko: Genelde kurşun ve çinko bir arada bulunur. Ülkemizde Keban (Elazığ) ve Kayseri çevresinde kurşun-çinko yatakları vardır.
Lületaşı: Eskişehir çevresinde çıkarılır ve işlenir. Süs eşyası yapımında kullanılır.
Oltutaşı: Erzurumun Oltu ilçesinde çıkarılır ve işlenir. Süs eşyası yapımında kullanılır.
Fosfat: Gübre hammaddesi olarak kullanılan fosfat ihtiyacımızı karşılamaz. Fas, Tunus ve Cezayir’de yaygın olarak görülür ve daha çok bu ülkelerden ithal edilir. Türkiye’deki en zengin fosfat yatakları Mazıdağı (Mardin), Adıyaman, Bingöl ve Bitlis’te bulunmaktadır.
Manganez: Çeliğe sertlik kazandırmak ve direncini artırmak için kullanılır. Uşak, Afyon, Muğla, Adana, Erzincan, Artvin ve Trabzon çevresinde manganez yatakları bulunur. İhtiyacı karşılamaz. Bu nedenle ithal edilir.
Mermer: Ülkemiz mermer bakımından zengindir. Afyon, Kütahya, Marmara Adası, Kırşehir, Tokat ve İzmir çevresinde çıkarılır. Yurt dışına ihracatı yapılır.
Volfram (Tungsten): Çok sert olması nedeniyle özel sanayi çeliği olarak kullanılır. Demiryolu, iş makineleri, uçak ve gemi yapımı yanında, ampüllerde enerjiyi ışığa çevirmede kullanılır. Bursa Uludağ’da çıkarılıp işletilmektedir. Fakat son yıllarda üretimi durmuştur.
Asbest (Amyant): 14 bin °C sıcaklığa dayanır. Isıya dayanıklı araç ve gereç yapımında kullanılır. Konserojen madde bulundurması nedeniyle, kullanımı sınırlandırılmıştır. Eskişehir, Bursa, Erzincan, Hatay, Kars, Ağrı, Malatya, Sivas, İskenderun, Uşak ve Konya’da çıkarılır.

TARİHİ PARA VE SİKKELERİN DEĞERLERİ FİYATLARI

AŞAĞIDAKİ LİNKTE YUNAN BİZANS,ROMA,DÖNEMİ SİKKELERİNİ VE MÜZAYEDE FİYATLARINI ÖĞRENEBİLİRSİNİZ KONU GEREĞİ BİR YIL SONUNDA LİNK TEKRAR GÜNCELLENECEK ÇÜNKÜ HER YIL MÜZAYEDE FİYAT LİSTESİ YENİLENİYOR
,Numismatica Ars Classica Auction 52Greek, Roman, and Byzantine Coins
Featuring the William James Conte Collection of Roman Sestertii and
Bronze and Silver Medallions, Part II
[size=21]7 October 2009 tarihinde yapılan müzayededir.[/size]

http://www.sixbid.com/nav.php?p=viewsale&sid=162&cid=1791&s=b

http://www.sixbid.com/nav.php?p=viewsale&sid=162&cid=1791&pg=2&search=&s =b

http://www.sixbid.com/nav.php?p=viewsale&sid=162&cid=1797&s=b
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gorny & Mosch Auction 180
High Quality Ancient Coins
12-October-2009 müzayede tarihi.

http://www.sixbid.com/nav.php?p=viewsale&sid=169&cid=1850&s=b

http://www.sixbid.com/nav.php?p=viewsale&sid=169&cid=1850&pg=2&search=&s=b

http://www.sixbid.com/nav.php?p=viewsale&sid=169&cid=1850&pg=3&search=&s=b

Gorny & Mosch Auction 181
Ancient Coins and Lots
Auctions-181
13-October-2009 tarihli müzayede kayıtları.

http://www.sixbid.com/nav.php?p=viewsale&sid=170&cid=1857&s=b

http://www.sixbid.com/nav.php?p=viewsale&sid=170&cid=1857&pg=2&search=&s =b

http://www.sixbid.com/nav.php?p=viewsale&sid=170&cid=1857&pg=3&search=&s =b

http://www.sixbid.com/nav.php?p=viewsale&sid=170&cid=1857&pg=4&search=&s =b

http://www.sixbid.com/nav.php?p=viewsale&sid=170&cid=1857&pg=5&search=&s =b

http://www.sixbid.com/nav.php?p=viewsale&sid=170&cid=1857&pg=6&search=&s =b

VOLÇAN MARTİN VOYVODA EFSANESİ

MARTİNVOYVODA BAŞLARI VE MANUK BEY VE BERABERİNDEKİ ARKADAŞLARI

Bıyıklı paşa ve katır, ve katırancı Azatlıyan ve Lefter ve Manol Hasköylü Emin Ağa, Arnavut Recep Süngütlü Davut Deveci, Konaklı Şerif Pehlivan, Çardak Belli Kara İsmail, Köse Horozlulu Halit, Çöğürdüklü Çövçör Ali, ve Molla İsmail, Üçbeyli köyünden Govaz Sarı Mehmet, Demireli köyünden Nazif Ağanın Ahmet Aztlılı, Cinci Mehmet, İlyaslar köyünden Mahmut Bey, Safranoğlu Ümmet Kavaklı köyünden İzzet Bey, Balcıoğlu Namık, Balıkesirli Susurluklu Kasap Mustafa, Uzun Ali Bay, Erdemitli Köseoğlu Mahmut Havranlıdır.
Bu kişilerin mevcudu 32 tane General Paşa arkadaşları işe başlamışlardır. Bu kişilerin Osmanlı İmparatorluğunun çökerten kişiler Sultan Mahmudu (II Mahmut) öldürdüler. Galata köprüsünün başında parça parça yaptılar.
Katillik koca Yorginin üzerinde kalmıştır. Bu kafile tam manasıyla işe girişmişlerdir. Ne yapmışlarsa açıkçadır.
Bu belgeler Ali Bey tarafından Romanya’da kaleme alınmıştır. Türkiye’ de takip edilen bu çete başlarından Ali Bey o zaman Osmanlı toprakları olan Romanya’ da yakalanmış ve zindana atılmış. İhtiyar ve hasta olan Ali Bey zindanda kendisine hizmeti dokunan Zindancı başı Mehmet’ e kalem ve kağıt vermesini ister. Kalem ve kağıt verdiği Mehmet Beye bu notları verir ve Türkiye’ de bu yerleri bulup paraları almasını söyler.
Mehmet Bey de Romanya’ dan ayrılamayacağını bildiği için 93 harbinde arkadaşı olan Mülazım Subayı olan Mehmet Beye gönderir. Bu zatta Eskişehir’ de ikamet etmiş 85 yaşında ölmüş. Zonguldak Çaycuma’ da askerlik yapan biri kahvede konuşurken bura halkının ne ile meşgul olduğunu halkının Müslümanlık nasıl olduğunu sormuşlar. O da halkının maden ocaklarında çalıştığını ihtiyarlarında ibadet ettiklerini işi olmayanlarında kazmayı küreği alıp define aradığını Çaycuma’ da bu işle uğraşan Yaka Demircilerden Çolak Ömer! İn resmi kazısında görevli olduğunu bir şey çıkmadığını söyler. İşte bu Mehmet Bey Çolak Ömer’ e mektup yazar kendisinin Türkiye’ nin her tarafını aradığını fakat bulamadığını yazar.
Tahminen bu gün elde dolaşan notların bu zat tarafından yayıldığı eldeki bilgiler bu subay tarafından dağıtılmış olduğu anlaşılmaktadır.

Sayfa 2

BAŞLANGIÇ : Dikkat burası Ayran Pınarı mevkisidir. 1132 yerinde paramız vardır. Çok sayıda resimlerimiz var, sakın aldanmayalım. Dikkat buradan ayrılmayalım. ( II 21 7.7.7. 3.7.7.21 ) yapar. 21 21
Dikkat bu işaretlerimiz sofrada mevcuttur. Yarım dilim ekmek, iki tabak, bunlar mağaranın tavanındadır. Bunları elimizle yaptık. 1132 yerde paramız vardır. Bir çerkez kaması ayrıca da 200 adım kadar ilerde üç kireç ocağı yaptık. Yandığı belli değildir. 3.7.21 3.7 ilen taksim edilir. 21 er adım saç ayak ayağıdır. Bu kireç kuyuları ve bu derenin bir yan tarafında sol altından geçer ve burasında taşlar su aktıkça köveke yapmıştır. Argın bitiminde değirmen kapağıdır. 8 metre B.B.B. II adım B.B.B. II II dikkat hakikat yerimiz burasıdır. Üstümüzde KARA TEPE dir. Hakiki ismi KORDON TEPE sidir. + şifresi yukarıda bak bu değirmene bakar. Dikkat argın doğusunda kalır. Değirmeni ana kayayı oyduk değirmen yaptık, içini doldurduk ve ismini de ARKACIK DEĞİRMENİ koyduk, kapattık. DOMUZLUKTAN çıktık suyun ağzında bir domuz resmi yaptık. Değirmenin doğusuna gelen tarafına, dağın birinci tepeyi aşarak kazan dereye varırız. Burada kapalı her bir yeri ana taştan oyulma DAĞARCIK DEĞİRMENİ ni oyduk ve yaptık. 6 metre genişlik 6 metre derinlik yaptık. Domuzluktan dökülen sular altında ÖKÜZ resmi yaptık. Boynunda ÇAN var, bu öküzün ayakları istikametinde I metre kazınca kapak taşı bulursun. Dikkat edelim öküzün arka budları üstünde ok saplıdır. Bu DAĞARCIK’ ın ispatıdır. Dikkat edelim ARKACIK değirmeni ile biraz aşağıda 5 arşın kadar xxxxxxxxxxxxx 6 ya 6 dır. Xxxx arşın kadar bir yığma gördüğün zaman yanında bir kaya var. Bu kayada bir leylek resmi var.
DAĞARCIK değirmeninin altında bir şarlak var 5 arşın kadar yükseklikten şarlak var 5 arşın kadar yükseklikten şarlağın suyu havuza dökülür. Havuzun içinde bir demir kazık, demir kazıkta halka çakılıdır. Halkanın büyüklüğü bir karıştır. Bu halkadan sonra önünde bir koltuk bir oturak taşlarını yaptık. Bu taşların karşısında bir salkım ÜZÜM resmi yaptık. Bundan 30 adım altında bir istavroz üst kısmında bir mağarayı göreceğiz, yöredeki şelalede bir hakikat bulacağız. Alacağız ve göreceğiz ve derede hakikat bulunur. Bir şelaleden yukarı bir BALIK resmi yaptık. SAZAN balığıdır. ARKACIK DEĞİRMENİ buradan bulunur. İşaretleri bunlardır. Üçgen bir muska vari taş yaptık balığın önünde balığa bakar. Balıkta muskalı taşa bakar. Bunların önünde balığın önünde kroki taş var. Bu taş bakırdandır. Haritadır. 18 yerin parası AKKAYA buradan anlayacaksın ve balıkların altında bu bakır haritadadır. Sağ altında bir haritanın ve orada da bir binek taşı var ve yanında bir karpuz biçiminde yarık taş var. Bahçenin ortasında bir büyük kayada KURT resmi var. Taşın üzerinde ve iri bir kurt tek. Bu iri olan kurt değirmenin bir koyunda ve bu değirmenin sağ üstünden değirmene iner. KARA ORMAN mevkisinde ortalamasında tek bir kaya yakınında göreceğiz. Bir su kayanın dibinden kaynar ve batar. Bunun sol tarafında 34 kişi barınacak bir taş kavuğunu göreceğiz bu kavuk taşın orta altındaki kısmında İKİ ÖKÜZ yatacak kadar bir kavuk var. Kavuğun sağ tarafında bir cami mihrabına benzer yapma bir oyuk var. Bu yerin bitiminde bu

Sayfa 3

Yapma mihrap oymanın 100 adım ön tarafında ve az solunda dirsek sapağı var.
Kayada ve üzerine binip koca taşın üstündeki kısımdan bir bakacak olursak zirvede 6 arşın aşağıdaki dip kısmından 18 arşın yukarıda bir demir halka göreceğiz ve bu halkanın içinden 6 aylık karasığır buzağası geçer. Bu halkalı kayaya sırtımızı dayayacağız bir istikamet BAĞDAT YOLUNA ineriz. Yol kaldırım döşelidir. Bu yolu da kesen bir yol vardır. Yolu sağdan ayrılır.
Önümüze dere gelir. Derenin ismi HARAMİ DERE dir. ( eşkıya deresi ) ERTUĞRUL KASABASI nın altıdır. Dereden geçerek karşıya ve halka hizasından büyük bir kara su gelir. Bir harabelik yerine geleceğiz. Burasu KÜPLÜ kasabasıdır. Bu harami derede pek çok nişanlarımız vardır. Elimizle yaptık yakındaki kayalara çıkar isek bir kalıptan çıkma olarak koltuk taşı buluruz.
Üzerine oturduğumuz zaman bir anda kesik kayadaki halkayı aynı istikametten görürüz bunun altı KÜPLÜ KASABA’ sı AYANASOS manastırıdır. Buradan dahi bir halka görülür. Halka bir sağa bir sola yatacak şekildedir. Bir gözlük şeklindedir. Esaslı bir vaziyettedir., halka plan ile yapılmıştır.
Halkanın içinde emaneti vardır. Bu halka başka yerden görünmez. Oturak taşı ve koltukta halkalı kayanın bir sağında bir solunda bir boğaz vardır.
Boğaz içinde ayakta içilecek bir su var. Taşa oyuktur. Sütçü kalp resmi oyuktur. Du göbeğimize kadar gelecektir. Bu su çok tatlı sudur. Bu civarda tatlı su yoktur. Buradan aşağısı HARAMİ DERE dir. Boyu 40 xxxxxxxxxxx halkanın içinde parası 7 çeşittir 92 okkadır. Toplu olarak çeşmenin üst tarafında 17 adım bir kazan, üzerinde bir mermer taşı kaplıdır. 1,5 (birbuçuk) metre derindir. Doğu tarafına 17 ( onyedi) adımdır. Çeşmenin önünden doğuya giderken bir mezar var başı yazılıdır. Yazısı şöyledir .......... ........... taşta sütçü baba manıyla bulunur.
Mezarda 3 küp yanyanadır. Derinliği 1 metre, boyu 12 adımdır. Bundan biraz sol üstünde 3 mezar saç ayaktır. Birisinde de parası vardır. Birisinde de silah ve birisinde de kılıçlar vardır. Bu mezarların altında KORNALI ÇEŞME çeşmede de holluk taşı vardır. Bu çeşmenin sol ilerisinde mağara 4 kişi yatacak şekilde, bir sırtta bizde buna SİNEKLİ MAĞARA ismini verdik.
Çünkü çok sivrisinek vardı. Bu sinekli mağaranın içine girdiğimiz zaman orta yerinde dikili bir taş var ve bu taşın arnında bir delik var deliğin sol tarafında NAL, KALP resmini görürüz ve ilerde köşeye doğru bir taş dikilidir. Parası NALIN altında 100 okka dır. Köşedeki dikili taşın göğsündeki delik olan taşın altında 100 okka parsı yanılmayalım tek bir nal var.
Nalın ortasında bir haç + var. Dikkat bu mağaranın iki yerde parası vardır. Mağaranın içinde sağ tarafında çıkılacak bir mahzen yolu var. Mahzenin içinde 3 yığın halinde parası vardır. Sağ tarafında bir ok var okun olduğu yer mahzen girişini gösterir. Okun önünde bir yürek resmi var buradan anlarsın, buraya bir delikten girilir. Girerken yürek resminden tehlike olduğunu anlarsın. Delikten geçerken ilk evvela sırt üstü olup bacaklarını sarkıtırsın. Deliğe. Buraya öyle girilir. Mahzene indikten sonra yol ikiye ayrılır.

Sayfa 4

Sağ yoldan ileriye bir meydanlığa çıkacağız ve meydanın ortasında çevrili koyun ağılı gibi sarılmış taşlar göreceğiz. Meydanlığın ortasında bir çeşme holluk taşı diye yapılmış ve içine 28 hanedan toplanan parayı bu taşın içine konulmuştur. Bu bir teknedir. Bir boş kazanı yarmışlar holluğun üzerine örtmüşlerdir. Ceneviz kale ve buradan bir müddet aşağıya üzüm bağına ineceğiz bu üzüm bağının sahibine soracağız, ismi Todor Ermenidir.
Ondan sonra sinekli mağaradan çıkan ince bir yol geliyor. Eski Bağdat yoluna çıkar. Kaldırım döşelidir. Diğer bir yolda HALKALI KAYA üzerine çıkar. Yol üzerinden uçuruma baktığımızda bir yerde oyma bir DAMA TAŞI oyun çizgisi çizilmiştir. Bir dama taşı var. Uçuruma sırtımızı dönüp sağ ayağımız ile dama taşının üst kısmına bastığımız zaman 200 adım ileri aynı istikametten görürüz. Üç oturak mezarı buluruz ve halkalı kaya önünden geçen eski bir Bağdat yolu vardır. Bu yol taş döşelidir. Bu yolun kıble istikametinde güneyi takip edersek VEZİR KÖPRÜSÜ nü takiben VEZİR HAN a geliriz. Daha yukarıda sırtta CENEVİZ KALE sine girdiğimizde bir türbeyi görürüz. Türbenin yanında taşta bir işaretimiz var. Hayvanın arka bacağı ve buradan 12 adım bir taşta daire batıya bir dikili taşlar var. Taşların altında bir kazan 1200 okkadır.
Bu kale CENEVİZ KALE sidir. Bu kalenin içinde duvarda MANDA gibi siyah taş var. Bu taşı görürüz. At üstünde süvari 7 KEÇİLER DERESİ AYRANPINARI bir el resmi var. Hem avuç sırtı sağ elidir. Kapıya çıkarsak az ilerde yol ikiye ayrılır. Sağa giden sanki kazana benzeyen bir kavis çizerek KUDRET KALE sinin dibine gider. Bu KUDRET KALE üzerine yapılmış 4 basamak merdiven vardır. Kale eteklerinde bir sıra ahır olup, içinde 40 baş hayvan bağlanacak yerleri vardır. Yemliklerin sağ başında at üzerinde bir süvari var. Bu süvarinin sol eli makbuldür. Sağ eli işaretleri gösterir. Sol eli ise parayı gösterir. Gösterdiği yerde bir put + var. Bu put taş kapaktır. Altı mahzendir. KUDRET KALE yi takip eden KAPI KAYA ya varılır. Kapı kayada bir güğümden su döken bir kız resmi var. Kayada kabartmadır. Daha ileride 7 KESKİLER DERE sine ineceğiz. İndiğimizde buralara bir yol sapıtılmaması için bu yol boyunca 40 tane taş klavuz taşı vardır. Dikkat bazılarında istavroz + yaptık. Nihayet bu yolun ikiye ayrıldığı bir yer vardır. AYRAN PINARI na gider. Bu pınarda 3 ayaklı karaca resmi vardır. Karaca resmi ön sol ayağının altında, bir kazan parası var. ŞAHİN KAYA sı burası AYRAN PINARI dır. Pınar ile şahin kaya arası 40 dakikadır. ŞAHİN KAYASI nın işaretleri 14 çerçevedir. 7 si 11 cm dir. Çerçevenin derinliği 7 sinin 21 santim derinliktedir. İşaretleri budur. Ayran pınarının güneyinde kalır. Ayran pınarının olduğu köy eski ismi LAZARA köyü yeni ismi TAZALI köyüdür. Bu ayran pınarının suyu içilmez.ç şahin kayasının doğu güneyinde tamamıyla yapay kale var. İsmi de ŞAHİNLER KALESİ dir. Biz bu kalenin ismini bundan verdik. Bu şahin kalesinde yazılar vardır. Bu kalenin altı bütün mağaralıktır. Koyun makası mağaranın ağzındadır.

Sayfa 5

PAPA MARTİN in 14 kağnı arabası eşya ve parası buradadır. Bu şahin kayanın önü ARPA TARLASI vezir oğlunun mekanı ACI SU muhidi içinde 14 yerde parası vardır. Yazılı ŞAHİN KAYA’ nın göğsünde sofra taşı görülür.
Orada KAPI KAYA’ da bir kız bir kız daha birbirinin başlarına çember örter vaziyette. Ve orada ufak bir kız çocuğu koluna testisini takmış, ve su getiri vaziyette bu resimleri yaptık. Buralara yolu gelenlerin yolu sapıtmaması için 12 tane taş diktik. Yol boyunca ve nihayet yol eski Bağdat yoludur. Burada EFEM KÖPRÜ’ süne iner. Ve köprü tek kemerlidir. Eski LAZARA köyüne yeni TAZALI köyüne doğru 41 taş diktik. Bazılarına put işareti yaptık. 9 uncu taşın altında bir kazan ve taşın üzerinde bir kahve fincanı resmi var. Gelelim ŞAHİN KAYA’ nın göğsünde sofranın resmi var. Sol yanında fırın ağzına benzer bir mağara görülür. Bu mağaranın ağzında kabartma bir çam vardır. Diğer ise bir berber damları önünden geçer. Geçitte bir merkez hükümeti yapmış. II murat zamanında Fatih’ in babası Osmanlı Şehri kasabasına girdi. Çok uzun yoldur. Daima ana yolu takip edip en son sola sapan dirsek bir mermer hana varırız. Bir sandık biçimi taş vardır. Diğer bir çok işaretlerimiz var ve burada çok elden geçmiş kesimlerimizi kurt ve rezil vaziyette yaptık. Bir çok takip edilecek kurt resimlerimiz vardır. Burada göreceğimiz rezil vaziyettedir. Resimlerimiz ve bu yolu devam edince bir KURT TEPE’ ye çıkarız. Bu kurt tepeye çıkarken bir kesme kayanın dibinden yaya yol geçer. Bir kayada büyük bir kurt resmi var. Bu yolu takip edince kurt tepeye çıkarız. Bu yola gelince bu tepenin doruğunda bir mezar yaptık. Bu tepeyi devam edersek buradan sonra bir yaya kaldırıma geliriz. Bir mezara yakın başında taş hariç bir bölgeden gelme sarı bir taş var ve bu tepeyi takip yerinden mezardan yolu takip edersek daire şeklinde muntazam kamuzan (yani bacası görülür) üst kısmından dönersek karşı yolları takip etsekte şahin ve kartal tepe mevkiine karışırız. Ve ileride gitme ve Osmanlı şehri kasabasına gidip ve DEVE BAĞIRTAN yokuşuna varacağız. Ve buradan iki deve bir eşşek devenin arkasına bağlı yoz deve ve bu resimler ana kayadadır. Bir boy yüksektedir.
Bir eşşek iki deve arkadaki deveye bağlı yoz devedir. Yani 3 üde bağlıdır. Deve bağırtan yokuşunun boyu 1,5 saat sürer. Bir hakin tepedir. Buradan buluruz. Osmanlı kasabasına yani bu dünya servetini Haçlı Orduları tarafından konuldu. Balık resmi şahin kaya. Bu 3 deve PAMUKÇU YOKUŞU ndadır. Devenin biri çuval yüklü, birisi kasa yüklü yoz deve de yavrusudur. Bu develerden sonra mıntıkamızın içinde döner dururuz. Döner yollara kavuşuruz. Yoları takip edince Şahin kaya, Kartal kaya muhitine inebiliriz. Buradan kudret kaleye çıkarız. KUDRET KALE CENEVİZ KALESİ nin tam doğusundadır. Şahin kaya ve kartal kaya Ceneviz kalesinin tam kıblesindedir. Araları 40 dakikadır. Lazara yeni ismi Tazala köyünden başlar. Bunun bitiminden ve bitim noktasında bir balık 22 cm boyu ve bir ok 40 cm. ve

Sayfa 6

Bir nal resmi var. Balık oka bakar ok ta nala bakar sazlı gölüne bakar ve denize bakar. Bir de değirmen var ve üç tarafı ana kayaya bir tarafı örme duvar altında mahzen, mahzene iniş kapısı değirmenin batısında beş basamakla inilir. Üç küp parası var. Değirmenin üstünde sofra resmi var. Bu değirmenin sahibi Uzun Ali Bey dir. Eski karacalar köyünün üstünde kalır. Bu değirmenin yanında hariç bir yerde güvercin ağzında bir mektup var. Bir zeytin ağacının dibinde taşta güvercin resmi var. Bu mektupla bütün hazineler bulunur. Mektubun içinde harita var. KARAHASAN KÖPRÜSÜ’ nü bu mektuptan buluruz. Yani köy KARACALAR arasında KÜPLÜ KÖPRÜ’ den yukarıda MİHRAPLI KAYA 12 basamaklı merdiven var. Batı karşısında BALLI KAYA arı daima yaşr 4 basamak aşağıdan kırıktır ve minareli kayadır. Üzerinde büyük bir istavroz (+) var, aynı yedi köyün bir arkasında KURU DERE üzerine kurulmuştur. Üç gözlü kemerli bir KARAHASAN KÖPRÜSÜ var. Yaz kış suyu yoktur. Bir değirmen arkı üstünden geçirilmiştir. Orta kemerin üstünde KARACA BAŞI resmi bulunur. Bir istavroz resmi var, birde dört köşe bir taş var. Dört köşeli taşın üstünde KARA HASAN yazısını okuruz. Buradan PAPAZ SARSAMKA değirmenini buluruz yani deli papazdır. Bir dere KARA SU birde mağarasını buluruz. Birde KARAHASAN MAĞARASI nda insanları yaktık. Papazın değirmeninde bize çok naletle anacaktır. Mağaranın içi insan kemikleri doludur. Beş arşın yol kaldırımı gibidir, yığılmıştır. Kemikleri ve mağaranın ağzından dışarı iki adım önünü kazarız. Üç dilek taşı içi isli taşlarla iki güğüm parası var 1800xxxxxxxxx mağaranın ağzı örüktür. Bu değirmenin karşısına gelir ve bu değirmene 31 adımdır. Değirmen odasının arka penceresinden mağaranın ağzı görülür. Değirmenin üstünde mağaralarında üstünde HORA TEPE ve üzerinde üç taş var dikili saç ayaktır. Üç taşın ortasında bir kazan 1440 okkadır ve buradan tam ortalarında yeri bir buçuk boy kazıp ve hakiki krokimizi ve şifremizi buradan bulunacaktır.
Kroki geçerli altındır. Dikkat bizim işlerimizin 9 bölgeye ait bu çözümü bu altın krokidedir. ( Not: Diğer kaynaklara göre bu bölgelerin 9 değil 7 olduğudur.) bu değirmenin arkasında üç tane taşımız var üçündede birer delik var. Taşlarımız üçgen şeklinde dikili ve saç ayaktır.
İşaretlerimizi görürüz. Üç delik taşın ortasında 4 altın kroki buradadır. Papazın değirmenidir. Deli papaz dır. Değirmenin arkını takip edersek papazın mağarasını buluruz. ÇUKUR CAMBAZ KÖYÜ 30 hanedir. Bu köyün baktığı tarafa dere içinde burundan görülür. Üç burun çıkıntısı üç dibek taşı var. Orta yerindeki dibek taşı kırık olup bir birine dayanmış altında ateş yanmıştır. Taşların altında su kaynağı var. Dereden yukarı kısımlarına doğru üç mağara var. Birincisi : Kemikli mağara mevcuttur. İkincisi : İsli mağara. Üçüncüsü : Yanık mağara mevcuttur. Kemikli mağaraya at girebilir. Mağaranın içinde kül yığını var. Biz bu kül yığınını karıştıracak olursak bizleri çok naletle anarsınız. 98 kişinin cesedi buradadır. EMİN AĞA ve ARNAVUT RECEP’ in cesetleri buradadır. Dikkat 38 kişikendi insanlarımızda buradadır. Bir bakır kroki sofra sinisi halinde bu kül yığınının içinde işte bu harita ile bulunur.

Sayfa 7

EMİN AĞA ve ARNAVUT RECEP bu kemiklerin altında altıda ızgaralı”demirdir. Buradan ileride bir tuzak yay var, uçurumdadır. Hayvan bağlanacak yerleri var. Mağaranın ağzı önünde az bir düzlük olup ağzı da kapalıdır, içinde bir kuyu kapalıdır. Kuyunun içinde üç kuyu iç içedir. İskeletler mahkum edilmiştir. İki tanesi bizim arkadaşlarımızdan olup mahkum edilmiştir. Sol mağaraya girip biraz ileriyi takip edip bir su arkı devam eder akar gider ve oraya gireceğiz. Oradan insan ve hayvan barınacak mağaralara geçebiliriz. Buradan bir sarp yerden yeryüzüne çıkılır. Aşağı kısımlarda bir köy göreceğiz ve bu mağaranın içinden arkın su geldiğini görürsek bu suyun saatli taş, taş deliğinden bir yeri delen burada en çok içinde en zengin değirmenimizi buluruz. HASSA PAPAZ çok isli mağaranın bacası islidir. Nice yolluk ile yol ikiye ayrılacak. Sol yol yaya dışarı sağ yol ise alttan KEMİKLİ MAĞARA’ ya temaslıdır. Birbirine tünel yolları vardır. Mağaradan çıkıp dereyi takip edip TAHTALI KÖYÜ’ ne giderken de bir gözlü köprüyü göreceğiz, yolda ikiye ayrılır. Sağ yolu takip edersek sağında saatli bir taşı görüp geçeceğiz ve daha ilerde yollarımız ikiye ayrılır. Bu bir türbe tepeye gider. Türbe tepeden güneyi takiben ana taşta bir tavşan resmi var. Bir şahin kuşu tavşana saldırır halde göreceğiz.
Burada tepe üzerine çıkacağız bu türbe tepenin mazarının ortasını kazıp bele kadar indiğimizde Bizanstan kalma hazineyi buluruz. 400 okka vezir mezarıdır. Burası dikkat mezarın içinde yarım ayı resmi var. Güneyinde bir kayadadır. İkinci ayı xxxxxxxxxx yavrularını emzirir vaziyettedir.
Bir tavşan resmi buradan 400 adım. Gene bir tavşan resmi var yine Şahin kuşu saldırıyor. Buradan görülecek. Önümüzdeki yüksek tepeye çıkacağız 17 adım ve tepe üzerine çıkarız. Ayı ayağı ve bu türbe mağaranın ortasında üç koşulu Paytonu (faytonu) buluruz. Kayanın dışında bu resim faytonda bir çocuklu kadın oturuyor. Faytoncu atları sürüyor. Türbe tepede saç ayak ayağı üç koltuk taşı var. Orta yerinde kara taşta bir topal ayı resmi var.selam verir vaziyette ve tepenin üzerinde bir kahve tepsisi var. 8 kahve fincanı vardır. Bir cezve birde kahve değirmeni vardır.

3 . 5 . 7 . 9 . II 35 Bunlar gizli kahve takımlarını ispat eder.

2 . 4 . 8 . 12 . 14 . bütün yer altı ve yer üstü anahtarları bunlardır.

Bir göreceğiz dede mezarında bulacağız ikiye ayrılır. Biri VEZİR TEPE ye biride mezarı hambar kaya altında bir pınar, önünde kuru çeşme, hiç akmamış ve burada bir değirmen taşı var ve bunların bir yanında AYRILIK PINARI vardır. Buraya Bizanslılardan gelen su Bizans çeşmesinde kuzey önünde bir ayı ayağının izi ve bir torba resmi var. Tepeye çıkan yolda ikiye ayrılır, sola giden yol tepeye çıkar. Bizans çeşmesinin yanında HANBAR KAYA var.
Kayanın yanında dikkat yol takip eder. Alttan Ayasofya kilisesine gelir. Üç hazinenin üstünden geçer. Manastıra gelen yolun tam AYRAN PINARI Ç. Ç. Ç. Batağında çır çır çeşme şarlak suyu, bu çır çır çeşme mermer vari döşeme iki kız karşı karşıya biri birine bakar. Çeşmeden yer altı yolu ile HORA TEPE’ ye çıkar.

Sayfa 8

HORA TEPE : hora tepede dört köşeli yontma taş üstünde KEMENÇE resmi var. Orada bir salkım yaban üzümü var. Her köşede sağ ve solda istavrozlar var. AYRAN PINARINDA GÜLLER var. Arkasında bir taşta GAYİDE (zorna) resmi var. Bu ayran pınarında üç merdiven, taşlarında karaca ve köpek izleri var. Hamamın arkasında bir kadın kucağında çıplak bir çocuk hamama gider halde, karşısında 366 rakamlarına dikkat edelim. 366 rakkamı buradadır. Burada bir köpek budu var, iki ön bir arka ayağı var. Budu var arka ayağı ve bir budu hazineyi gösterir. Yani bizleri de gösterir. 7 GEÇİT DERSİ ve bir ŞEYTAN DEĞİRMENİ bu değirmen sola döner, tersinedir. Bu civarda çok karaca resmi var. Köpeğin boynunda çan var. Babanın elinde çift borulu kubur tabanca KEÇİ DERESİ muhiti içinde 9 gemi resmi var. Bir KARACA AVCI bir KARAKAYA’ dadır. İki de av köpeği bir domuzun peşinde tavşanı kartal parçalamış ve bu tavşanın parçalanmış yerinin altında pekmez tavası parası 140 okkadır. Dikkat bu bir özlem giriş ve buluş yazılı platin vardır. Bu bölgeleri 12 saat yönden takip eder. 140 okkadır. Paranın içinde PLATİN KROKİ bütün bu civarda DARPHANE KABİL BABA köyü civarındadır. 14 yerdedir en çok mağara şehrindedir. 21 saat mesafeye uzar.
SOĞAN KÖYÜ ve bin ALİ BEY DEĞİRMENİ karanlık dere içinde KARANLIK DERE güneye akar. SANDALA KÖYÜ veya (sardala) önünden geçer dere batıya akar. Ali Ağa nehrine karşıdır. KİRMSLI ÇAYI da akar gider.

Dere dibinde domuzlar ve çeşme ana kayadadır. GURDAN (gürgen) meşe çalıları mevcuttur. Müjdesi ana domuz yalağında su yerinin altında KOYUN TOK TOSUN’ dan pınarla kızı mermer mezarıdır.

Çeşme künkü madeni haç altundur. Dere aşağı inilir. 3. 9. 3. 7 ile hesaplanır. Ana kayada mezar bulunur. Bu mezar dünya durdukça durur.
Üç nal bir sofra var. İki aslan var. Birbirine bakar. İki öküz nala bakar parası naldadır. 1132 yerimiz var. Çok para yerimiz var. Diğerleri tuzaklı ve Tılsımlıdır. Tılsım yapılmıştır.
Mağara gararan sal papaz yalnız Süryani papaz AGİK aramızda yaptık. Ev var altı kuyu solda papaz evi 7 deve hazinesi var. İçerde işaretli hem ve hemen civarı kum doldurduk. Yolu plani sandık kızlı Türbededir. Sın anda çözülür. (yukardaki notlar : ana notların tam okunamaması nedeniyle zor okunup eksik yazılabilmiştir.)

Sayfa 9

GEMİLİ MAĞARA : gemilerden biri yüzer şekildedir. Diğeri yatar vaziyette, diğeri ters dönmüş şekilde çizilmiştir. Emanet malın ağırlığından yatmış şekildeki gemidedir. Dere içinde siyah bir taşımız olacaktır. 8 kişi tarafından yuvarlanarak yuvarlanan siyah taşı buluruz. Sanırım ki üzerinde altı (6) domuz resmi anası önünde onun. Siyah keçi arkasında, 6 adet yavru domuz sıra sıra yürür vaziyettedir. Yavrulardan tek bir domuzlu altın alıp esas malı taşın altında ararız.
KEÇİ DERE’ sinde bozkoça 3 yerde boçko domuz resimleri gözükür. Oturmuş vaziyette olan tek domuz mala bakar. Domuzun başının baktığı yeri kazarsan altında büyükçe taş çıkar. Onu kaldırırsan zengin kaynağı bulurum.

Sayfa 10

İçinde bir koltuk taşı koltukta bir kız oturuyor. Bu oturan insan CENEVİZ KRALI’ nın heykelidir. Kendi de Koltuk da altındadır. Yalnız giriş kapısı çok dardır. 7 basamakla içeri girilir. Bu heykellerin buradan çıkmasına imkan yoktur. Başka yerden kapısı olsa gerek. Çete başı birinci LAFTER biz aynı vaziyette kapadık. Burasını aldığımız malumata göre bulduk aynen kapadık. Rumi sene 1204.

BIYIKLI ALİ PAŞA VE ARKADAŞLARI

Martin voyvoda Lefter ve arkadaşı SON TEPE doğuda, tepenin sol tarafında bir sandık gibi bir taş ve üzeri kabartmadır. Bu taşın tarafından arkasından yukarı vardığın zaman burada kapak açılacaktır. İçinde gümüşten KROKİ ve hazinelerin haritasıdır. Tekrar ikinci harita var. 30 Leylek etrafında bazıları olduğu yerde birkaç yakın muhitin içinde 10 yerde akalık bir yerde 1500 okkalık HASKİ ve harita ve krokisi mevcuttur.
Burada ayrıca 500 akçe (veya okka) mevcuttur. Geyiğin bulunduğu tepe ve bu tepe üzerinde bir kroki yani harita Leylek kemiği ile yapılmış ve yazılı. Dikkat edelim aldanmayalım ve bir su bakırları ile yan baktığı yerde eli silahlı 4 adamdır. Bu adam bir adama bakıyor. Bu adamda LEFTER dir. Lefter bir taşa tutunmuş yukarı çıkamıyor vaziyettedir. Burada Lefterin kuvveti sarıldı ve xxxx edildi. Muhafızlar ve hükümet tarafından yok edildi. 7 silah ve küt xxxxx içinde 142 okka para içindedir.
Lefterin dikkat edelim yanılmayalım ve burada bizim arkadaşlarımız tarafından ve kendimiz buradaki haskiyi gömdük. Bu para 10 yerdedir. Ayrı ayrıca unutursak bu işin içinden çıkamayız. Dikkat edelim burayı kaybetmemek için bu bölgemizde 132 yerde paramız mevcuttur. Burada ve burunda da KİLECİP BÖLGESİ’ dir. Yaya 6 saattir. İçinde haski 4 çeşittir. Üç çeşidi üç köşedir. Bir çeşidi dört köşedir. Kati surette yanılmayalım burası çok yüksek bir tepedir. Bu yer çok makbul bir yerdir. Paraların çoğu horasanlıdır. Taştadır. Bu yer bir nişan olup burada nişanla aldanmayalım bir geyik bulunduğu tepede doğusunda Geyik üç ayaklı yavrularını ve geriye 12 adım doğu önünde parası vardır. Üzerinde nişan olarak üç saç ayak ayağı taşlar dikilidir. Dikkat edelim 1240 okka paramız geçerlidir. Bunun önünde sekiz rakamı yazılıdır. 12 adım üzerinde üç taş saç ayak taşlar dikilidir, bu haski 1440 okkadır. Üç çeşittir. Bu taşlardan 31 adım ilerisinde yarım değirmeni taşı var. Bu taşın ileri altında haski 1440 okka üç çeşit sinde ve kısa mesafede 7 x 7 yedi bir mahzen çakıl yığmasından bir su kaynağı var bu mahzenin içinde 1410 haski arası 40 adımdır. Tepenin güney doğu arasıdır. Bakalım burada kadınların mücevherat Ziynet Takımlarıdır. Bunlar üç çeşittir. Bu değirmenin 40 adım ileri de doğu tarafında taşından ileride 40 adım ileride 40 okkalık kantar resmi var, bu kayada yontma bir yığma tepe var. Bu tepenin kantarında çengeli ve topu yerinde ismini bizde YA FES tepesi ismini verdik. Mahzen içinde 1870 okka içindedir.

Sayfa 11

Yani kantarın tutacak sapı üç çeşit haski var sakın aldanmayalım ve işte bu tutacak sap ilen çengel ve bundan 40 adım önünde bir taşa nöbetçi çakıl yığmasının içinde mermer taşının malını yaptık ve bu taşın altında. Ayrıca üzerindedir. Bu mermer taşın altında 500 okka haski var. Nöbetçi mahzenin haski kantar ile çakıl yığmanın içinde bir + oklu istavroz var arası 40 adımdır. Dikkat mermerin okun ucu haskiye bakar üç adım üzerinde bir istavroz bu taşın önünde parası ve bu NÖBETÇİ yeri bizlere EMİN (Ermin) ağanın mezarının altında kuzey tarafında dere, derenin dedik bu mezarın içinde xxxxxxxx var. Yapı yerinin yamasında burada makalesi yok. Bu kalede değirmenden kazıldı, maden kuyusudur. İçinde tavanında değirmeni ispat edici bir 200 okkadır. Maden kuyusunun taşı var. Bu taşta şu yazılar yazılı yakın semtinde 2 taş var. 7 şer rakam rakkam zatı Ermeninin mezarıdır. Bu işte tam yazılı bu 7 rakamın 049J gah vardır.
Dikkat 700 şer yüz okka parası var. Yani Ermeninin bütün varlığı buradadır. Buradan bunlar atıldıktan sonra ve Arnavut RECEP’ in kalesine mağarasına geliriz. Ermeninin değirmeninin tavanında asılıdır. Çeşitli paranın yani ermin şudur ki yani içindedir. Cesedi altındadır, parası.
Değirmene ineriz arası 100 burası 7 KESKİLER DERE’ sidir. Aslında sıl adı ve bu değirmende 12 ton parası budur. 7 şer kazan para burasını buluruz. Bu değirmenin üzerinde baş değirmendir. Bu görünüşü değirmen şeklidir. Bunun üst xxxxxxxxx değirmen bu değirmende kazı yaparken gelecek tılsımlar tek bir mezar vardır. Bu mezarda I. Eşşek anırır. 2.Leylek takırdar. 3. Karaköpek çıkacaktır.4. Kurt ulur resimdir. Git uluyan kurdun kapısına sesi keser. Ali Bay değirmendir. Ve burada ismi ilen yer bağlandı. Baş tılsım aşağıda Ali’ nin değirmenidir. 7 ye bağlıdır. İşlemlede bağı bozulur ve bu derede ise değirmen vardır. Değirmenin buralara dikkat edelim. Üçgenin araları 28 şer dakikadır.

Dikkat kılıç resimleridir. Edelim yer burasıdır. Bunların üstü kazan resmidir. Bu okun ucunda kirazlı yayladır. Buradan iki saat düz taş 21 adım bir haç ( + ) ortasında. Doğusunda ERİKLİ yayladır. Bu 300 okka 4 köşelidir. Takyandur. İki yaylanın arasındaki köy de KARAÇAN köyüdür.
Düz taştır çıplak felç akıntılı köyüdür. 326 hane.
Bu belgeler onbir sahifeden ibarettir.

.