GİZLİ HAZİNELER ÜLKESİ BALİ
Kimilerine göre tembellik etmek için ideal mekan, kimilerine göre aşk yuvası... Bali, herkesin bambaşka bir şeyler keşfedebileceği ender yerlerden biri; sürprizlere hazır olmak en iyisi! Önce burnunuza birbirinden farklı çiçek kokuları gelir, sizi cennetin var olabileceğine inandıran kokular; sonra gözünüz mavinin en tutkulu ama bir o kadar da yumuşak tonuna alışmaya çalışır... Küçük dalgaların masum beyaz köpüklerine aldırmadan ve nihayet tropikal ağaçların melteme boyun eğerek söylediği şarkıyla Bali'ye aşık olduğunuzu ve dönüşünüzün olmadığını anlarsınız. Artık ne sıcağın, ne nemin, ne de Türkiye'den 16 saat süren çileli yolculuğun bir önemi kalmıştır.
Çoğu insanın balayı adası olarak algıladığı ama aslında her çeşit insana çok farklı deneyimler sunan bu ada, beş milyonluk nüfüsuyla Endonezya'nın en büyüğü olmasa da, en meşhur adası. Nüfusunun çoğunun Hindu olması nedeniyle insana verilen değer, kendinizi farklı bir boyutta hissetmenizi sağlayınca, o büyülü tapınaklara girip, mistizmin sizi bir anne gibi sarmalayan kollarına bırakmanız kaçınılmaz oluyor.
Bulutlarla volkanın buluştuğu yerde
Bali'de her mahallede en az altı-yedi tapınak var. Ancak bazı yerlerdeki tapınaklar doğayla kopan bağlantınızı ani bir elektrik çarpması gibi birdenbire yeniden sağlıyor. Halen aktif olan bir yanardağ olan Batur Dağı'nın tepesinde yer alan Tirta Empul, yani Kutsal Su Tapınağı, sisli bulutların, asırlara tanıklık etmiş kocaman banyan ağaçlarının dua edercesine açtıkları yeşil kollarına kavuştuğu yerde, lavlarla oluşmuş o tuhaf yer yapısında bulunuyor. Buradan akan suyla yüzünüzü yıkadığınızda kutsanmış sayılıyorsunuz. Gündüzün kendini akşama teslim etmeye hazırlandığı saatlerde giderseniz, o gizli tenhalıkta belki kutsal sudan farklı bir şeyler, belki de kendinizi bile bulabilirsiniz.
Ubud Tapınağı, maymunların bekçiliğiyle ünlü bir tapınak. Bu tapınakta dikkat etmeniz gereken şey, hırsız maymunlar. Gözlüğünüzü, saatinizi, çantanızı çalmaya meyilli bu şirin hırsızlar fidye olarak tek bir muzu kabul edip, size eşyanızı hemen geri veriyor. Tanah Lot Tapınağı dünyanın sayılı enerji noktalarından biri olduğuna inanılan gizli bir kapı. Okyanusun çılgın dalgalarının üstündeki bir kayaya oyularak yapılmış bu tapınak, tüylerinizi diken diken yaptığı anda, burnunuza gelen tütsü kokuları ve duyduğunuz ilahilerle kendinizi gerçekten de o gizemli kapının önünde buluyorsunuz. İçeri girip girmemek size kalmış. ‹badete gelen Balililer'den birine rica edip, kutsanmak isterseniz sizin de alnınıza memnuniyetle birkaç pirinç tanesi yapıştırıyorlar.
Yeni dostluklar peşinde
Uluatu Tapınağı ise gün batımını izleyebileceğiniz en uygun yer. Uçurumun kenarındaki bu tapınakta güneşe veda ettikten sonra Kecak Ateş Dansı'nı izleyebilirsiniz. 50 erkeğin sadece vokalleriyle yaptıkları müzik eşliğinde Asya'nın Romeo ve Juliette'i Rama ve Sita'nın aşklarına şahit olup, siz de böyle bir aşk için uçurumdan batan güneşe doğru dileğinizi kanatlandırıp, uçurmalısınız.
Dolphin Lodge'da acımasız avcıların ellerinden kurtarılıp, rehabilitasyona alınan yunusları ziyaret edip, onlarla yüzüp, sarılabileceğiniz bir yer olan Dolphin Lodge, okyanusun korumalı bir koyunda bulunuyor. Jasmine, avcılar tarafından yakalanmaktan son anda kurtulan, ama bu uğurda bir gözünü feda etmek zorunda kalan 14 yaşında bir hanımefendi ve siz istemeseniz bile o size tüm sevgisini veriyor.
Taro'da bulunan Elephant Safari Park ise fildişi avcılarının elinden kurtarılan fillerin sığınağı. Düğün konusunda çok iddialı olan merkezde fillerin üstüne binen gelin ve damat bir Doğu masalındaki raja ve prensesi gibi “Evet” diyorlar. Henüz dört haftalık yavru fil Genang'ın göz bebeği olduğu vahada, fillerin üzerinde ormanı gezerken, Jessica Biel ve David Beckham gibi ünlülerin de bu fillerle gezinti ve parka para bağışı yaptığını aklınızın bir köşesinde tutun.
Biraz spa, biraz eğlence, biraz da sörf
Rafting ve sörfün milli spor olduğu bu adada, rafting için en iyi yer Ayung Nehri. Sörf içinse Seminyak Sahili. Sörf yapmayı denemeden gelmeyin. Bütün denemelerinize rağmen başarılı olamadıysanız bile sahilden ayrılmayın ve Lost'un Sawyer'ını aratmayacak yakışıklılıktaki Avustralya'lı turistlerin dalgalarla dans edişini seyredin.
Dillere destan Bali masajı Bali'de çok uygun fiyatlara adım başı yapılıyor ama hepsinde kalitenin muhteşem olduğu söylenemez. Gerçekten kusursuz bir spa deneyimi yaşamak istiyorsanız Bagus Jati ya da The Bale iyi bir tercih olacaktır.
Gece kulüplerinin ve modern restoranların inci gibi dizildiği Kuta bölgesi, eğlence için süper bir mekan olsa da suniliği ve Batı'nın kötü bir kopyasından öteye geçemeyen kimliksiz haliyle benim için hiçbir şey ifade etmeyen bir yer olarak aklımda kalacak. Yine de gece kuşları Cafe Del Mar ve Bahiana'da güneşin doğuşunu karşılayabilirler.
DENİZ ÜRÜNÜNE DOYMADAN DÖNMEYİN
Jimbaran Körfezi'nde deniz ürününün her türlüsüne doymak ya da Denpasar oteller bölgesinde Bali'nin geleneksel yemeklerine doğru gurmesel bir yolculuğa çıkmak damağınızın size teşekkür etmesini sağlayacak. Hindistan cevizinden yapılıp, palmiye yaprağına sarılarak yenen Bali keki, karidesli pilavları ve satay dedikleri tavuk şişleri tadına doyulmayacak lezzetler. Keyifle yemek yiyerek, vahşi okyanusu ve kendini onu korumaya adayarak çepeçevre saran körfezi seyrederken Bali'nin geçmişini düşünmeden edemiyor insan. Endonezya, 1700'lerin sonunda Hollanda'nın yönetimi altına girdiğinde yerli halkın silahı bile yokmuş. Birkaç saniye bile dayanamadan can vereceklerini bile bile sömürgeliğe karşı koymaya çalışan binlerce Endonezyalı'nın kendilerini feda etmelerine rağmen, Hollanda yönetimi İkinci Dünya Savaşı'na kadar sürmüş. 17 bin adadan oluşan bu farklı ülke, bu sırada kısa bir süreliğine Japon işgaline maruz kalmışsa da şu an başı dik ve bütün gururuyla her milletten misafirlerini ağırlıyor. Hollandalı, Japon hiçbir ayrım gütmeden...
Çoğu insanın balayı adası olarak algıladığı ama aslında her çeşit insana çok farklı deneyimler sunan bu ada, beş milyonluk nüfüsuyla Endonezya'nın en büyüğü olmasa da, en meşhur adası. Nüfusunun çoğunun Hindu olması nedeniyle insana verilen değer, kendinizi farklı bir boyutta hissetmenizi sağlayınca, o büyülü tapınaklara girip, mistizmin sizi bir anne gibi sarmalayan kollarına bırakmanız kaçınılmaz oluyor.
Bulutlarla volkanın buluştuğu yerde
Bali'de her mahallede en az altı-yedi tapınak var. Ancak bazı yerlerdeki tapınaklar doğayla kopan bağlantınızı ani bir elektrik çarpması gibi birdenbire yeniden sağlıyor. Halen aktif olan bir yanardağ olan Batur Dağı'nın tepesinde yer alan Tirta Empul, yani Kutsal Su Tapınağı, sisli bulutların, asırlara tanıklık etmiş kocaman banyan ağaçlarının dua edercesine açtıkları yeşil kollarına kavuştuğu yerde, lavlarla oluşmuş o tuhaf yer yapısında bulunuyor. Buradan akan suyla yüzünüzü yıkadığınızda kutsanmış sayılıyorsunuz. Gündüzün kendini akşama teslim etmeye hazırlandığı saatlerde giderseniz, o gizli tenhalıkta belki kutsal sudan farklı bir şeyler, belki de kendinizi bile bulabilirsiniz.
Ubud Tapınağı, maymunların bekçiliğiyle ünlü bir tapınak. Bu tapınakta dikkat etmeniz gereken şey, hırsız maymunlar. Gözlüğünüzü, saatinizi, çantanızı çalmaya meyilli bu şirin hırsızlar fidye olarak tek bir muzu kabul edip, size eşyanızı hemen geri veriyor. Tanah Lot Tapınağı dünyanın sayılı enerji noktalarından biri olduğuna inanılan gizli bir kapı. Okyanusun çılgın dalgalarının üstündeki bir kayaya oyularak yapılmış bu tapınak, tüylerinizi diken diken yaptığı anda, burnunuza gelen tütsü kokuları ve duyduğunuz ilahilerle kendinizi gerçekten de o gizemli kapının önünde buluyorsunuz. İçeri girip girmemek size kalmış. ‹badete gelen Balililer'den birine rica edip, kutsanmak isterseniz sizin de alnınıza memnuniyetle birkaç pirinç tanesi yapıştırıyorlar.
Yeni dostluklar peşinde
Uluatu Tapınağı ise gün batımını izleyebileceğiniz en uygun yer. Uçurumun kenarındaki bu tapınakta güneşe veda ettikten sonra Kecak Ateş Dansı'nı izleyebilirsiniz. 50 erkeğin sadece vokalleriyle yaptıkları müzik eşliğinde Asya'nın Romeo ve Juliette'i Rama ve Sita'nın aşklarına şahit olup, siz de böyle bir aşk için uçurumdan batan güneşe doğru dileğinizi kanatlandırıp, uçurmalısınız.
Dolphin Lodge'da acımasız avcıların ellerinden kurtarılıp, rehabilitasyona alınan yunusları ziyaret edip, onlarla yüzüp, sarılabileceğiniz bir yer olan Dolphin Lodge, okyanusun korumalı bir koyunda bulunuyor. Jasmine, avcılar tarafından yakalanmaktan son anda kurtulan, ama bu uğurda bir gözünü feda etmek zorunda kalan 14 yaşında bir hanımefendi ve siz istemeseniz bile o size tüm sevgisini veriyor.
Taro'da bulunan Elephant Safari Park ise fildişi avcılarının elinden kurtarılan fillerin sığınağı. Düğün konusunda çok iddialı olan merkezde fillerin üstüne binen gelin ve damat bir Doğu masalındaki raja ve prensesi gibi “Evet” diyorlar. Henüz dört haftalık yavru fil Genang'ın göz bebeği olduğu vahada, fillerin üzerinde ormanı gezerken, Jessica Biel ve David Beckham gibi ünlülerin de bu fillerle gezinti ve parka para bağışı yaptığını aklınızın bir köşesinde tutun.
Biraz spa, biraz eğlence, biraz da sörf
Rafting ve sörfün milli spor olduğu bu adada, rafting için en iyi yer Ayung Nehri. Sörf içinse Seminyak Sahili. Sörf yapmayı denemeden gelmeyin. Bütün denemelerinize rağmen başarılı olamadıysanız bile sahilden ayrılmayın ve Lost'un Sawyer'ını aratmayacak yakışıklılıktaki Avustralya'lı turistlerin dalgalarla dans edişini seyredin.
Dillere destan Bali masajı Bali'de çok uygun fiyatlara adım başı yapılıyor ama hepsinde kalitenin muhteşem olduğu söylenemez. Gerçekten kusursuz bir spa deneyimi yaşamak istiyorsanız Bagus Jati ya da The Bale iyi bir tercih olacaktır.
Gece kulüplerinin ve modern restoranların inci gibi dizildiği Kuta bölgesi, eğlence için süper bir mekan olsa da suniliği ve Batı'nın kötü bir kopyasından öteye geçemeyen kimliksiz haliyle benim için hiçbir şey ifade etmeyen bir yer olarak aklımda kalacak. Yine de gece kuşları Cafe Del Mar ve Bahiana'da güneşin doğuşunu karşılayabilirler.
DENİZ ÜRÜNÜNE DOYMADAN DÖNMEYİN
Jimbaran Körfezi'nde deniz ürününün her türlüsüne doymak ya da Denpasar oteller bölgesinde Bali'nin geleneksel yemeklerine doğru gurmesel bir yolculuğa çıkmak damağınızın size teşekkür etmesini sağlayacak. Hindistan cevizinden yapılıp, palmiye yaprağına sarılarak yenen Bali keki, karidesli pilavları ve satay dedikleri tavuk şişleri tadına doyulmayacak lezzetler. Keyifle yemek yiyerek, vahşi okyanusu ve kendini onu korumaya adayarak çepeçevre saran körfezi seyrederken Bali'nin geçmişini düşünmeden edemiyor insan. Endonezya, 1700'lerin sonunda Hollanda'nın yönetimi altına girdiğinde yerli halkın silahı bile yokmuş. Birkaç saniye bile dayanamadan can vereceklerini bile bile sömürgeliğe karşı koymaya çalışan binlerce Endonezyalı'nın kendilerini feda etmelerine rağmen, Hollanda yönetimi İkinci Dünya Savaşı'na kadar sürmüş. 17 bin adadan oluşan bu farklı ülke, bu sırada kısa bir süreliğine Japon işgaline maruz kalmışsa da şu an başı dik ve bütün gururuyla her milletten misafirlerini ağırlıyor. Hollandalı, Japon hiçbir ayrım gütmeden...