27 Mart 2011 Pazar

Urartu Tekerleği

 

OYUKLARDAKİ SIR
Urartu Tekerleği
Doğu Anadolu Bölgesi'de İÖ 9-6. yüzyıllar arasında eşsiz bir uygarlık kurdu Urartular. Onların kayalara oydukları şekillere bugüne kadar yapılan yayımlarda dinsel ya da kozmik anlamlar yüklendi. Oysa Dr. Erkan Konyar şekillerin, at arabalarının tekerlek gibi aksamlarının yapımında kullanıldığını ortaya çıkardı.




 
Van Müzesi'nde İÖ 8. yüzyıla ait Urartu kemeri de sergileniyor. Kemerin üzerinde araba tasvirlerinde tek çemberden oluşan sekiz parmaklı tekerler bir dingille birbirine bağlanıyor.
Ayk Kökçü
Urartu arkeolojisiyle ilgili yayınlarda sıklıkla "anıtsal kaya işaretleri" tanımı ile karşımıza çıkan kayalara oyulu şekiller, bugüne değin Urartu dini veya gelenekleriyle ilişkilendirilmekteydi. Yaklaşık 30 yıldır yapılan bilimsel yayınlarda bunlar, kurban kanı akıtma kanalları, gizemli kült törenlerinin yapıldığı alanlar veya Urartu kalelerini kötü ruhlardan koruyan dinsel simgeler olarak yorumlanıyordu.
Bu oyuklar Doğu Anadolu Bölgesi başta olmak üzere Kuzeybatı İran ve Kafkaslar'da çoğunlukla Urartu kale ve yerleşmelerin hemen yakınındaki kayalıklarda bulunuyor. Daire, "V", "U" ya da orak biçimindeki oyuklar 10-15 santimetre genişliğinde ve 4-10 santimetre derinliğindedir.
Doğu Anadolu'da incelediğimiz kaya oyuklarının biçim ve boyutları ile atlı araba aksamları arasında büyük benzerlikler gözlememiz üzerine çalışmalarımız bu yönde şekillendi. Yaptığımız karşılaştırmalar bugüne kadar birçok anlam yüklenen oyukların at arabası tekerleklerinin üretiminde kullanılmış kalıplar olduğuna işaret ediyordu. Özellikle tekerlek gibi ahşap araba aksamlarına uygun biçimi vermek amacıyla yapılmış kalıplar olabilecek bu oyukların, birbirini tekrarlayan standart biçim ve ölçülere sahip olması da bu görüşümüzü destekliyordu.
Bununla birlikte arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan tekerlek kalıntıları ve etnografik araba aksamları arasında yaptığımız karşılaştırmalar aynı sonuçlara ulaşmamızı sağladı. Bazılarının farklı boyut ve biçimlere sahip olması, "kaya kalıpları" olarak adlandırdığımız bu oyukların oldukça geniş yelpazede kullanılmış olabileceğini gösteriyordu. Kaya kalıpları, tekerlek yapımının yanı sıra tarım aletleri, tekne, kızak mobilya gibi eşya ve gereçlerin yapımı için kullanılabilecek, belirgin kıvrımlara sahip keresteleri elde etmeye de uygun olarak açılmışlardı.
Uygun keresteyi suda bekleterek, su buharı veya ısıyla yumuşatarak eğip bükmek, alet yapımı için eski çağlardan bugüne sıklıkla kullanılan yöntemlerdendir. Bu işlemin yapılabilmesi için çeşitli aletler ve özellikle kalıplara ihtiyaç duyulur. Seri üretimde bu tür kalıplar, en uygun çözümlerden biri olarak görülür. Bugün Anadolu'nun geleneksel araba üretim atölyelerinde aynı teknik kullanılarak araba tekerlekleri üretilebilmektedir.

 
Van Gölü'nün kuzey kıyısında, Deliçay Kalesi eteklerinde kayaya oyulu tekerlek kalıbı muntazam kenar kıvrımlarına sahip.
Dairesel biçimli oyuklar en çok rastlanan örneklerdir. Atlı savaş arabalarının en gerekli ve ahşaptan yapıldığı için sık sık değiştirilme ihtiyacı duyulan parçasının tekerlek olduğu düşünüldüğünde bu işaretlerin fazlalığı daha anlamlı görünmektedir. Genelde 90-110 santimetre arasında değişen çaplara sahip daireler, 10-15 santimetre genişliğinde ve 4-10 santimetre derinliğinde bir kanalla oluşturulmuşlardı. Urartu döneminde daha çok tek bir tekerlek çemberinden ve 4, 6 veya 8 tekerlek parmağından oluşan araba tekerlekleri, yine ahşaptan bir dingille birbirine bağlanmaktaydı. Tekerlek çemberlerinin genişliği ise kenetlerden anlaşıldığı kadarıyla 13-15 santimetre arasındadır. Bu çerçevede kaya işaretlerinin genellikle 10-15 santimetre arasında değişen genişliklere ve çoğunlukla 1.10 metrelik çaplara sahip olması, tekerlek kalıbı olduklarına dair en önemli kanıtlardandır.
Tek veya birden fazla kereste parçasını uygun açıda bükerek, aynı ölçülerde düzgün tekerlek çemberlerinin oluşturulması ancak bir kalıp sayesinde pratik ve hızlı olabilmekteydi. Su buharı ya da suyla yumuşatılan veya ısıtılan kereste parçaları yekpare olarak bu dairesel oluklar içine yerleştiriliyor ve zamanla suyunu çeken keresteler kuruduktan sonra istenen formu alabiliyordu. Genellikle dairesel olukların bir kenarına açılmış çentiklere sokulan aletlerle tekerlek çemberi kalıptan çıkarılıyordu.
Tekerlek üretiminde kullanılan dairesel kalıplar ile aynı alanlarda görülen orak, "V" ve "U" biçimli oyuklar da yine araba aksamlarıyla ilgili kaya kalıpları olmalıdır. Atlı arabanın boyunduruk, ok, faça gibi aksamlarıyla bire bir örtüşen bu oyukların bir arada bulunması ise açık hava araba yapım atölyelerinin göstergesidir. Kaya kalıplarının su kaynaklarının kenarında olması veya hemen yanı başlarında su biriktirme alanlarının bulunması da yapım teknikleriyle doğrudan örtüşmektedir.
Bugüne değin "anıtsal kaya işaretleri" olarak tanımlanan söz konusu oyuklar üzerine öne sürülen fikirler tamamıyla soyut kavramlar etrafında şekillendirilmiş, dinsel veya kozmik anlamlar yüklenmesine rağmen bu fikirler arkeolojik veya dilbilimsel verilerle desteklenememişti. Oysa etnoarkeolojik bir yaklaşım ile işlevleri konusunda önermede bulunduğumuz bu oyuklar birçok konuda yaratıcı çözümler üreten Urartu toplumunun pratik uygulamalarının ve kaya işleme sanatındaki ustalıklarının sonucu olarak görülmelidir