10 Mayıs 2011 Salı

İSKENDERİYE FENERİ Lighthouse of Alexandria

place here to learn-treasure place here to learn-treasure-defıne defıne defıne defıne sıgnal sıgns-solutıons-map-defıne path defıne-detector-cın-magıc-defıne search bars made-metals-charm-bury-bandit-defıne of documents-mound-tumulus-bandits- mystery of money-jewellery-defıne-archaeology-hıstory museums-ıslamıc-defıne natural stone-sculpture-news-mythology-antıque-archaeology-ancıent cıtıes-regıons-ancıent trade routes-horasan-ebced-sıgnal solutıons-defıne search-roman-byzantıne maps-green coıns only defıne to learn
İSKENDERİYE FENERİ



Şimdi mimari bir harikadan söz edeceğiz; İskenderiye Feneri, her fener gibi denizcilerin limana güvenle dönmeleri için yapılmıştır. Çağında dünyanın en uzun yapısı olarak biliniyordu. Ama İskenderiye Feneri’ nin gizemli yönü olan ünlü “Ayna” bilimcileri daha çok ilgilendirmektedir. Fenerin ışığını yansıtan aynanın 50 kilometre (35 deniz mili) uzaklıktan görüldüğünü kaynaklar yazmaktadır. Şimdiki İskenderiye kentinin önünde bulunan Pharos Adası’ nda yer almaktaydı.
Büyük İskender’ in ölümünden sonra kumandanlarından Ptolemy Soter, Mısır’ ı bir dönem yönetti ve İskenderiye’ nin kuruluşuna tanık oldu. Kentin kıyısını Pharos Adası yani Firavun Adası kapatıyordu. Kıyıda ve liman girişinde su altı çok tehlikeli olduğundan bir fenerin yapılmasi gerekliydi. Tasarım ve ilk çalışmalar Ptolemy Soter’ e aittir ama fener, oglu Ptolemy Philadelphus tarafindan bitirilmistir. Euclid’ in çagdaşı olan mimar Sostratus, fenerin ayrıntılı hesaplarını vermektedir. Fener, koruyucu tanrılara, Ptolemy Soter’ e ve karısı Berenice’ e adanmıştı. Limanın girişini belirtiyordu. İçinde geceleri ateş yakılıyor, gündüzleri ise güneş ışığı bir ayna yardımıyla yansıtılıyordu. Fener, Eski Yunan ve Roma paralarında gösterilmektedir. Araplar Mısır’ ı ele geçirince İskenderiye’ yi ve iklimini çok beğendiler ve fener yanmaya devam etti. Ama başkent Kahire’ ye taşınınca fenerin bakımı ihmal edildi ve kazayla dev ayna kırılınca da bir daha yenisi yapılamadı. M.Ö. 956′ daki depremde fener zarar gördü ama yıkılmadı. Fakat 1303 ve 1223′ te Memlük Sultanı Kayıtbay İskenderiye’ nin savunulması için bir kale yaptırmaya karar vererek, yıkık fenerin tüm taşlarının ve mermerlerinin kalenin yapımında kullanılması emrini verdi.
Yok olan alti harikadan en sonuncusu İskenderiye Feneri’ dir. Bugün yeri tam olarak bilinmiyor. Strabo’ ya ve Romali tarihçi Küçük Pliny’ e göre, kulenin dışı tamamıyla beyaz mermerle kaplıydı. Gizemli aynaların yansıttığı ışığın onlarca kilometre uzaktan görüldügünü yine bu tarihçiler yazıyor. Bazı efsanelerde aynanın yansıttığı güneş ışınıyla düşman gemilerinin yakıldığı da yazmaktadir. 1166′ da Arap gezgini Ebu Haccac el-Endülüsi feneri gezdi ve uzun uzun tanımladı. Modern uzmanlar, bu kaynaklardan yola çıkarak, fenerin üç katlı olduğunu söylüyor. En alt kat 55.9 metre yükseklikte ve kare şeklindeydi. Ortasında silindirik bir bölüm veya saft vardı. Karenin üstünde 18.30 metre eninde 27.45 metre yüksekliğinde sekizgen bir kule, onun üstünde de 7.30 metre yüksekliğindeki üçüncü kat bulunuyordu. Fenerin toplam yüksekligi 117 metreydi ve bu yükseklik günümüzdeki 40 katlı binalara eşittir. Ortadan geçen safta yakılan ateşin yakıtı konuluyordu. En tepede gizemli ayna duruyordu. İlk yapımında fenerin damında veya tepesinde Tanrı Poseidon’ un bir heykeli vardı. İskenderiye Feneri, sonraki yüzyıllarda yapılan bir çok fenere mimari örnek teşkil etmiştir. Bulunduğu adanın Pharos sözcüğü, Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca’ da “Fener” yerine kullanılmaktadır. Fenerin en büyük gizemi olan ayna hakkında hiçbir bilgi bulunmuyor. Bu kadar büyük bir aynayı kimin, nasil yapabildiğini ve hangi tekniğin kullanıldığını hala bilmiyoruz.